Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temmuz ayı enflasyon oranlarını önceki gün açıkladı.
Temmuz ayında tüketici fiyat endeksi haziran ayına göre yüzde 2,06 arttı. Haziran ayında mayıs ayına göre artış oranı yüzde 1,37 oldu. Böylece memur, emekli gibi sabit ve dar gelirlilerin ücretlerine yapılacak artış oranı düşürüldü ve ücretlere yüzde 16,67 gibi bir artış yapıldı. Bu arada önceki gün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan 600 bin kamu işçisine de yılın ilk 6 ayı için yüzde 24, ikinci 6 ayı için ise yüzde 11 zam verilmesi kararlaştırıldı. Ancak temmuz ayı enflasyon oranı geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 41,13 olduğu halde bu artış verildi.
Temmuz enflasyon verilerinde en yüksek ağırlığa sahip 3 ana
harcama grubunun yıllık değişiminde, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 27,95, ulaştırma
da yüzde 26,57, konutta da yüzde 62,01 artış olmuş. Ancak yıllık değişim
etkilerine baktığımızda, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 6,94, ulaştırmada,
yüzde 4,35 ve konutta yüzde 9,03 etki olduğu görülüyor.
Temmuz da enflasyonun aylıkta artış göstermesinin nedeni; kamunun
temmuz ayı başında kanuni olarak 6 ayda bir akaryakıt, sigara ve alkollü
ürünlere ÜFE oranında yapılan ÖTV artışları. Haziran ayı enflasyon verilerinin
açıklanmasıyla birlikte akaryakıt, sigara ve içkiye otomatik özel tüketim
vergisi (ÖTV) zammı geldi. Akaryakıt, sigara ve içkinin ÖTV’si 6 aylık ÜFE
oranında yüzde 15,71 arttı. En düşük sigaranın fiyatı 8-10 TL arasında
zamlandı. Yapılan zamla birlikte benzinde 2,26 TL, motorinde 2,12 TL artış
oldu.
Benzer artış bir de her yılın başında yapılan yeniden
değerleme oranlarının (YDO) uygulanması ile ocak ayında yaşanır. Ocakta da
yüzde 43,93 oranında gelir vergisi başta olmak üzere birçok tarifede YDO
artışları yapıldı.
Bilgi olsun; YDO ile tutarı değişen vergi ve istisna
kalemlerinin başında; gelir vergisi dilimleri, değerli kağıt bedelleri, motorlu
taşıtlar vergisi tutarları, çevre temizlik vergisi tutarları, yurtdışı çıkış
harcı, maktu damga vergileri ve damga vergisine ilişkin üst sınır ve pasaport,
tapu işlemleri, yolcu beraberinde getirilen telefon kullanım izni gibi
kalemleri etkileyen harç tutarları geliyor.
Vergi artışları devletin gelirlerini artırmayı amaçlarken,
özellikle enflasyonla mücadele, bütçe dengesi ve kamu maliyesi açısından da
önemli tarafı var. Ancak bu artışların enflasyonu artırıcı özelliklerinin
olduğu çok açık şekilde ortada.
Yani şunu rahatlıkla söyleyebiliriz! İktidarlar
harcamalarını dengeli yaparlarsa enflasyonun yükselişi de ciddi oranda düşer.
Ama toplanan vergiler itibar ve tasarruf ikilemine sokulduğu
zaman bütçe dengesinin bozulması sonrası kamu açığını kapatmada kullanılan vergi
kalemlerine de ciddi oranda artışlar yapılır. Ülkeyi enflasyonist ortama
sürükleyen ekonomik kararlar sonucu artan harcamaları finanse etmek için vergiler
yükseltilir. Sonucunda ise kamunun harcamalarını finanse etmek ve borçlanma
ihtiyacını azaltmada kullanılan vergi artışları amacının dışına çıkar.
Özellikle ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler üzerinden yapılan
vergi artışları enflasyonu körükler. Böylece bir süre sonra fasit bir daire
içerisine sokulan yüksek vergi oranları yüksek enflasyon süreci
başlar. Ve başlatılan bu başı bozukluktan da sadece dar ve sabit gelirli
vatandaşlar etkilenir.
Şirketlerin üretim maliyetleri de artan vergiler nedeniyle
yükselir. Bu maliyetler de vatandaşların aldığı nihai ürün fiyatlarına yansır.
Artan maliyetler satış fiyatlarına yansıtıldığı zaman da talep enflasyonu artar.
Bugün kamunun kepçe ile topladığı vergilerden 600 bin kamu işçisi de dahil, sabit ve dar gelirlilere çay kaşığı ile verilen artışlarla enflasyon düşürülmeye çalışılıyor. Ama kamunun yarattığı enflasyonla başa çıkılmıyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com