19 Ağustos 2025

Bu kış çok zor geçecek!

Türkiye’de son yıllarda uygulanan ekonomik programın bedelini dar ve sabit gelirliler ödemeye devam ediyor ve görünen o ki; bu kış daha ağır olarak ödeyecek.

Hükümet, sıkı para politikası ile ekonomiyi yavaşlatmayı; memur, emekli, işçi, bağ-kurlu gibi dar ve sabit gelirlilerin ücretlerine ve tarım üreticisinin ürününe günün reel değeri üzerinden artış yapmayarak sürdürüyor. Böylece talep enflasyonunu kısarak enflasyonu düşürmeyi hedefliyor.

Ücretlerdeki düşük artışlar ise geçim zorluğunu kat be kat artırıyor. Son olarak memur ve memur emeklilerini ilgilendiren 8’inci toplu sözleşme görüşmelerinde de hükümetin teklifinin, bu kesimleri yerlerde süründürecek seviyelerde olması başka nasıl açıklanabilir ki?

Asıl, önümüzdeki kışın getireceği ekonomik zorluklar kapıda bekliyor. Tarımsal üretimdeki girdi maliyetlerinin yüksekliği, alım fiyatlarının düşüklüğü nedeniyle üreticiyi zorda bıraktığını biliyorsunuz. Bereketli yazın meyve ve sebzesi ise yaşanan zirai don nedeniyle fiyatları fahiş arttırdığı için dar ve sabit gelirli adam akıllı tüketemedi. Dar gelirliler şimdi ise gramla tükettiği kırmızı ette, kışa doğru yaşanacak sıkıntılarla gramajı biraz daha düşürmek zorunda kalacak.

Türkiye Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) kırmızı ete ilişkin hazırladığı raporda temelde şap hastalığının hayvancılık sektörü üzerindeki etkilerini ve çözüm önerilerini ele aldı. "Bitmeyen Salgın: Şap" ve "Şap Hastalığı Üretici Bilgi Notu" başlığıyla hazırlanan rapora göre Türkiye, coğrafi konumu ve komşu ülkelerdeki yetersiz kontrol önlemleri nedeniyle sürekli şap konusunda yüksek risk altında.

Raporda 2023’te SAT-2, 2025’te SAT-1 serotiplerinin ülkeye girişiyle birlikte virüs çeşitliliğinin arttığına dikkat çekiliyor. Bu nedenle bir süredir şap hastalığından dolayı süt veriminde yüzde 80’e, canlı ağırlıkta ise yüzde 25’e varan kaybın olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, hayvan neslinin sürdürülmesinin olmazsa olmazı buzağılarda ölümlere dikkat çekiliyor.

Şapın süt ve et verimindeki düşüşünün fiyatları artıracağı görünüyor. Ama asıl çok daha sıkıntılı olanı ise şaptan kaynaklı dolaylı etkiler. Mesela, şap nedeniyle başlatılan karantina nedeniyle pazara erişim kısıtlılıkları. Yine zorunlu hayvan kesimleri. Sürü yenileme zorlukları ve verimlilik kayıpları. Bütün bunların üreticinin gelirinde yüzde 7-12 arasında azalmaya neden olduğu kaydediliyor.

Öte yandan uzun bir süredir kırmızı ette ciddi bir maliyet baskısı olduğunu biliyorsunuz. Temelinde ise düşük ücretlerle ayakta durmaya çalışan tüketicilerin taleplerini kısması yatıyor. Bunun sonucu kırmızı ette talep daralması da sektördeki firmaları finansman yükü ile karşı karşıya bırakmaya başladı.

Besiciler ise yem ve diğer girdi fiyatlarının artmaya devam ettiği bir süreçte, satışlarının maliyetlerini karşılayamadığına ilişkin şikayetlerini hemen her gün dile getiriyor. Yaz aylarının bereketinin yem fiyatlarına istenildiği ölçüde yansımadığı da böylece ortaya çıktı.

Finansman yükü nedeniyle sektörde konkordatolar da başladı. Bilecik’teki Erşan Et firması geçtiğimiz haftalarda konkordato ilan etti. 1999 yılından bu yana faaliyet gösteren tam entegre tesiste kesim işleminin yanı sıra, karkas et, kemiksiz et, şarküteri ürünleri, ileri işlenmiş et ürünleri ve dondurulmuş ürünler üretiliyordu.

Benzer sıkıntının diğer entegre tesislerde olduğu yönünde bilgilerin geldiğini de belirtelim.

Son yazımızda enflasyonu düşürmek için ekonomiyi yavaşlatmanın dar ve sabit gelirleri daha nefes alamaz hale getirdiğini belirtmiştik. Sanayideki şalterleri indirmenin, üretim bantlarını durdurmanın çok daha büyük maliyetinin ise yeniden bu şalterleri açmanın ve üretim bantlarının faaliyete geçirilmesinde yaşanacağının hesabının yapılmadığını vurgulamıştık.

Enflasyonu düşürme uğruna dar ve sabit gelirlinin feryadına kapatılan kulaklar, üreticinin feryatlarına da kapatılmış. Dolayısıyla dar ve sabit gelirli için kar yağsa da yağmasa da bu kış çok daha sert geçecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com