Emeklilerin maaşları sadece emeklileri değil, o artışlar duyurulduğunda eline aldığı kalemle raflardaki ürünlerin fiyatlarını artıran esnafı da çok yakından ilgilendiriyor. Tabi emeklinin maaşı emeklinin eline daha geçmeden raflarda yeni fiyatlar oluştuğu için, cebine elini atan emekli yumruğunu sıkıyor.
Ama iktidarın ağzından çıkacak bir kelimeye bakan bu kesimlerin şimdilik asıl şansları, 2023 mayıs seçimleri ile 2024 mart seçimleri idi. Eğer onlar da olmasaydı, bugün artış diye verilen sadakaları da zor alırlardı.
Ama seçimden sonra zaten artık 4 yıl zor alırlar.
Asıl sıkıntı bundan sonra başlayacak gibi. Geçen hafta TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası toplantısında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a yapılan sunumda, kur baskısının sürmesi halinde sadece tekstil sektöründe yıl sonuna kadar '100 bin kişinin işsiz kalacağı' gerçeğinin dile getirilmiş olması acı şekilde karşımızda duruyor. Yani yaşanan yüksek enflasyon ile birlikte kur baskısının da enflasyonu hiper-enflasyona götürmeye yol açabileceği, bu duruma bir de işsizliğin eklenebileceği gerçeği karşımızda duruyor.
Bayram ikramiyesi 5 bin olur mu?
Ekonominin bu kadar kırılgan bir sürece giderken, sabit gelirli kesimlerin bir alacağı kaldı. O da bayram ikramiyeleri. Şimdilik 3 bin lira olarak kararlaştırıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 9 Nisan'da başlayacak Ramazan Bayramı’na yerel seçimlerden sonra girileceğinin hesabını yapacağını tahmin edersiniz.
TBMM’de 41 maddelik tasarı görüşmeleri dün tamamlandı.
Bayram ikramiyesini içeren madde geçtiğimiz Cuma gecesi kabul edildi. Ancak
kulağımıza gelen bazı kulis dedikodularına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim
nabzına göre, 3 bin liralık bayram ikramiyesi tutarı konusunda ekonomi
bürokrasisine ‘siz ikramiye tutarının 5 bin liraya çıkarılacak
şekilde bütçenizi ayarlayın’ talimatı verdiği konuşuluyor.
Buraya kadar anlattıklarımız bayram ikramiyesi ile ilgiliydi.
Gelelim emeklilere seyyanen bir artış gelir mi konusundaki sorulara?
Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in oldukça ‘cimri’ olduğunu belirtelim. Bütçe dengesi öyle bozulmuş ki; Mehmet Şimşek bütçeyi her toparlayacak tedbirleri açıkladığında, yeni bir seçim ortamı oluştuğu için topladığı paraları yeniden dağıtmak zorunda kalıyor. Bu konuda da oldukça huzursuz olduğunu belirteyim. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bütçeden aşırı ödemeleri sınırlamak istediği konusunda taleplerini de zaman zaman dile getirdiğini biliyoruz.
Bu konuşmaların etkisi midir bilemiyorum? Ama Erdoğan da emeklilere ilave ücret konusunda şimdilik (seçime kadar yani) bütçe dengesini gerekçe göstermeye başladı. Geçen hafta yaptığı açıklamayı biliyorsunuz. Erdoğan, “Bizim ülkemizde halihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek, bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor” diyor. Konuşmasının devamında, seyyanen artışların da emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirtiyor.
Erdoğan, her ne kadar başarılı şekilde bozdukları bütçe ile ilgili ‘denge gerekçesine’ sığınsa da; 30 gün sonra yapılacak yerel seçimlerin hesabını ortağı MHP de yapıyor. Ne acıdır ki bütçe bozulurken hassasiyet göstermeyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konu seçmen olarak oyuna ihtiyaç duyulan emekli olunca ‘hassasiyetini’ dile getirdi.
Ankara’da MYK toplantısında hayat pahalılığının biteceğini belirterek gündemdeki emekli maaşlarıyla ilgili, “Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve bitecektir. Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli düzenlemeler cömertçe yapılacaktır” değerlendirmesi yaptı.
Bütün bu yaklaşımları siz, ‘Kötü polis, iyi polis’ oyunu olarak değerlendirin….
Buraya kadar anlattıklarımız bayram ikramiyesi ile ilgiliydi.
Gelelim emeklilere seyyanen bir artış gelir mi konusundaki sorulara?
Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in oldukça ‘cimri’ olduğunu belirtelim. Bütçe dengesi öyle bozulmuş ki; Mehmet Şimşek bütçeyi her toparlayacak tedbirleri açıkladığında, yeni bir seçim ortamı oluştuğu için topladığı paraları yeniden dağıtmak zorunda kalıyor. Bu konuda da oldukça huzursuz olduğunu belirteyim. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bütçeden aşırı ödemeleri sınırlamak istediği konusunda taleplerini de zaman zaman dile getirdiğini biliyoruz.
Bu konuşmaların etkisi midir bilemiyorum? Ama Erdoğan da emeklilere ilave ücret konusunda şimdilik (seçime kadar yani) bütçe dengesini gerekçe göstermeye başladı. Geçen hafta yaptığı açıklamayı biliyorsunuz. Erdoğan, “Bizim ülkemizde halihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek, bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor” diyor. Konuşmasının devamında, seyyanen artışların da emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirtiyor.
Erdoğan, her ne kadar başarılı şekilde bozdukları bütçe ile ilgili ‘denge gerekçesine’ sığınsa da; 30 gün sonra yapılacak yerel seçimlerin hesabını ortağı MHP de yapıyor. Ne acıdır ki bütçe bozulurken hassasiyet göstermeyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konu seçmen olarak oyuna ihtiyaç duyulan emekli olunca ‘hassasiyetini’ dile getirdi.
Ankara’da MYK toplantısında hayat pahalılığının biteceğini belirterek gündemdeki emekli maaşlarıyla ilgili, “Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve bitecektir. Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli düzenlemeler cömertçe yapılacaktır” değerlendirmesi yaptı.
Bütün bu yaklaşımları siz, ‘Kötü polis, iyi polis’ oyunu olarak değerlendirin….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com