Türkiye ve dünyadan son dakika ekonomi ve politika haberlerini, finans dünyasına dair güncel haberleri okuyabilirsiniz.
21 Mart 2024
Çalışma hayatı mı, çalınan hayatlar mı! (2)
Önceki yazımızda, Türkiye’deki çalışma hayatındaki karışıklığın çalışan kesimler üzerinde yarattığı hak kayıplarına yol açtığını anlatmıştık. Sosyal güvenlik sisteminde 11 değişik uygulama nedeniyle bir çalışanın işe başladığı tarihe göre ne kadar ciddi bir hak kaybına maruz kalabileceğini dile getirmişdik. Bu kapsamda da emekli aylığı bağlanabilmesi için tamamlanmış olması gereken koşulların herkes için de aynı olmadığını, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlanan tarihe göre değişiklik gösterdiğini vurgulamıştık.
Yazımıza kaldığımız yerden devam edelim…
Kıdem tazminatında bile haksızlık oluşuyor…
Emeklilik aylığını hak kazanamayanlar, aile yaşamlarını geçindirmek için ‘yaraya bir miktar merhem olması umuduyla’ bu kez de çalıştıkları süreden doğan kıdem tazminatlarını almak istiyor.
Ancak, emekli aylığına hak kazanma ile ilgili olarak yukarıda belirtilen haksızlık, kıdem tazminatına hak kazanma açısından da karşımıza çıkarken, şöyle de bir gariplik oluşuyor.
Çalışma hayatına 8 Eylül 1999 tarihinden önce başlayanlar 15 yıl ve 3600 prim günü koşulunu tamamladıkları andan itibaren, emekli olmayı beklemeden son çalıştıkları işyerindeki kıdem tazminatını alıp ayrılabiliyor.
Fakat 9 Eylül 1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanlara gün şartı getirilmesi bu dönemden sonra işe başlayan kesimleri ciddi sıkıntıya sokuyor. Bu kesimler de emekli olmadan kıdem tazminatı alabilirler, ancak onların daha zor şartları yerine getirmesi gerekiyor.
Yani 8 Eylül 1999 tarihinden sonra çalışmaya başlayanlar için 506 Sayılı eski Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısı koşullarını en erken yerine getirdikleri tarihe bakılıyor.
Bu durumda, 8 Eylül 1999 sonrası ilk defa sigortalı çalışmaya başlayanların kendi istekleriyle işten ayrıldıklarında kıdem tazminatı alabilmek için ya 25 yıl sigortalılık süresi ve 4500 prim gününü ya da sigortalılık süresine bakılmaksızın 7000 prim gününü doldurmaları gerekiyor.
8 Eylül 1999’dan sonra işe girenler için 25 yıl sigortalılık süresi 8 Eylül 2024 tarihinde dolacak.
Bu kişiler 4500 prim gününü doldurdukları halde 2024 yılına kadar 25 yıl sigortalılık süresi koşulunu yerine getiremedikleri için kıdem tazminatı alamayacak. Ancak, 1999’dan sonra işe girip 7000 prim gününü dolduranlar kendi istekleriyle işten ayrıldıklarında kıdem tazminatını alabilecek.
8 yıl 4 ay sigortalılar emekli olabiliyor
Dikkat ederseniz, 1999 yılı sonrası 30/4/2008’den sonra sigortalı olanlardan 4600 günü dolduranlar emekli hakkını da doldurmuş olurlarken, yaklaşık 8 yıl 4 ay önce ilk defa sigortalı olanlar 4600 günü doldursalar bile 25 yıl sigortalılık süresi istenildiği için emekliliğe hak kazanmıştır yazısı alamıyorlar.
SGK 5510’un Geçici 6’ıncı maddesini uygulamıyor
Tüm çalışan kesimlerin sigortalılığını düzenleyen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu incelendiğinde, 28’inci maddesinde 1999-2008 arası çalışanların emeklilik için kıdem tazminatı alması düzenlemesi var.
Kanunun geçici 6’ıncı maddesinde 8 Eylül 1999 yılı sonrası sigortalı olanların da gün şartına gerek kalmadan kıdem tazminatını alabileceği yorumunu bulunuyor. Maddede 4600 gün şartı var ancak sigortalılık süre şartı yok. İşte Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 1999 yılından sonra iş hayatına girenlerde bu maddeyi uygulamayarak haksızlığa yol açıyor.
Geçici 9’uncu madde de uygulanmıyor
Öte yandan aynı kanunun Emeklilik Yaşına İlişkin Bazı Geçiş Hükümlerini düzenleyen Geçici 9’uncu maddesinde de “8/9/1999 tarihinden 30/4/2008 tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması VEYA kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar” hükmünü getirdiği halde uygulanmadığı görülüyor.
Yani 2008 yılından sonra işe girenlere uygulanan 15 tam yıl yaşlılık ve ölüm sigorta prim ödemesi yapanların kısmı yaşlılık aylığı alması hakkı yine 1999 yılı Eylül ayından itibaren işe girenlere neden uygulanmıyor.
Kafalar burada karışıyor
Çünkü aylık bağlama şartları bakımından bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak aylık bağlanacaklar için; “28’inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen 5400 günlük süre ilk defa; 1) 30/4/2008 tarihi ile 31/12/2008 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 4600 gün olarak, 2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle 5400 günü geçmemek üzere uygulanır” deniliyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı bir yandan ekonomide atılacak adımlara yoğunlaşmışken, diğer yandan da bütçe dengesini kurtarmak amacıyla denetim...
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bugün önemli değişiklerin adımı atıldı. Mehmet Şimşek ile daha önceki Maliye Bakanlığı döneminde birlikte çal...
-
“Maliye Bakanlığı’nda içeriden feryat!” başlıklı son yazımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığı birimleri arasında yaşanan tartışmaların yaratt...
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda (HMB) bazı atamaların vekaleten başlayarak yapıldığını yazmıştık. Önümüzdeki günlerde bir dizi atamanın yen...
-
Okurlara bir Pazar günü yazısı olarak ismi ‘Maliye Bakanlığı’ iken 20 yıl kadar hemen her gün izlediğim, şimdilerde ise ‘Hazine ve Maliye B...
-
Ekonomi yönetiminin teslim edileceği, ekonomiden sorumlu Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasına kesin gözüyle bakılırken bir anda, Hazine ve Mali...
-
Okurlarımız zaman zaman bizlere gönderdiği yazılarda; ya eksik gördükleri uygulamaları gündeme getirmemizi ister, ya da başlarından geçen ge...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com