Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın geçtiğimiz Cuma günü 'affını' istemesi sonucu MB üzerinden yeniden bir kriz yaratılmak mı istendi?
Ama daha en başından; geçtiğimiz yıl Aralık ayından itibaren bir kısmı MB içerisinde, bir kısmı da ilgili kurumların içerisinden bir yapının Erkan ailesinin ‘kirli’ çamaşırlarını bir anda ortalığa döktüğü herkesçe malum.
Şimdi burada bir durup, biraz gerilere gidelim mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 15 Mayıs 2018 tarihinde dile getirdiği ‘faiz sebep enflasyon sebep’ lafı ile politika faizindeki indirimlere işaret etmesinin ardından, 19 Aralık 2021 tarihinde bir etkinlikte faiz indirimine devam edileceğini belirtirken, “Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu” dediği güne gidelim…
Bütün herkesin kafası bir anda karıştı…
Neden ‘Nas’ kavramı oluşturuldu.
Nas, “İslam fıkıhında Kur'an'da yer alan ayetler ve Muhammed Peygamberin söylediği sözler olan hadislere verilen genel ad” olarak biliniyor.
Zaten bugünün faizi İslami yorumlarla izah etmede, gözden kaçırılan en önemli kavram kapitalizm…
Anayasa hukukçuları ise Erdoğan'ın 'nas' vurgusunu "Laik bir devlette yürütülen politikalar, dini gerekçelere dayandırılamaz" şeklinde değerlendirdi.
Böylece istenildiği gibi bir karşı kamuoyu oluşturuldu.
Düşük politika faizlerinin yüzde 8.5’larda tutulması süreci 2023’ün 14-28 Mayıs genel seçimlerine kadar sürdü. Daha sonra 8 Haziran 2023’te atanan Hafize Gaye Erkan ile Mehmet Şimşek ikilisi ile birlikte Haziran 2023 tarihinde faiz yüzde 15’e çıkarılmaya başlandı.
E ne oldu ‘Nas’…
Erdoğan’a “Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu” dedirten ‘Nas’cılar neredeler, nereye gittiler…
Bir süredir ekonomide atılan adımların ya ‘eksik’, ya da ‘ortaya karışık’ bir şekilde olduğunu gözlüyoruz.
Mesela; son haftalarda SSK, Bağ-Kur ve tarım emekli maaşlarına yüzde 37.57’lik artışın, memur emeklilerine verilen yüzde 49.25 oranına çıkarılması konusu…
Bu konuda bir araştırma yaptık. Öğrendik ki; bu yönlü çalışma yapılıyor. Aynı dönem emeklilik primi yatırmış kesimler arasında, toplu sözleşme hükümlerinden kaynaklı bir farkın olması istenilmiyor.
Böylece SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerine aynı oranda artış verileceğini netleştirip yazdık.
Ancak araya yine aynı ‘el’ girdi.
Ne oldu, nasıl oldu ise SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerine artışın yüzde 37,57’nin üzerine memur emeklilerine verilecek yüzde 49.25’lik orana ulaştıracak yüzde 11,68 fark yerine, yüzde 5’lik bir artış verileceği açıklandı. Böylece SSK emeklilerine yüzde 42,6 gibi bir oran verileceği açıklandı.
Türkiye’deki ekonomik koşullardan dolayı en zor durumda olan evini geçindirirken ağırlıklı olarak çocuklarından yardım almaya muhtaç hale getirilen “yaşlı kamuoyu” tepkisini iyiden iyiye gösterdi.
Aradan birkaç gün geçti…
Ve yazdığımız gibi çalışması yapılan yüzde 49.25’lik oranın tüm emeklilere verilmesi kararı açıklandı.
Tabi o birkaç gün içerisinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüzde 5’lik artış açıklatanlar da istediklerini elde etti.
Yeniden bir karşı kamuoyu oluşması sağlandı.
Kim tezgahladı, kimlerin ‘eli’ girdi araya…
Dönelim son günlerdeki MB’deki karışıklığa ve Ankara kulislerine…
Aralık ayından itibaren Erkan ailesinin ‘kirli’ çamaşırlarının dökülmesiyle başlayan sürece, 23 Aralık’ta başlayan Christmas tatilinin olduğu günlerde ABD’ye giden Gaye Erkan’ın tıpkı bir döneme damgasını vuran Kemal Derviş çağrışımı yapması da sıçradı mı!
DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetine Dünya Bankası’ndan gelen Kemal Derviş’e 15 gün boyunca dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in ulaşamadığı sürecini herkes hatırlıyor.
Gaye Erkan’ın 19 Ocak’taki Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısına kadar neredeyse 1 ay yurtdışında kalması ‘ikinci Derviş’ vakası olarak nitelendirildi.
Ancak, bardağı taşıran süreci istifaya götüren son damla politika faizi ile oldu.
ABD Merkez Bankası FED’in şubat ayı toplantısında faiz artırımı yapmayacağı biliniyordu. Mart ayında yeniden bir değerlendirme yapılması kararı vardı.
TCMB de 25 Ocak’taki politika faizi toplantısında aynen FED gibi pas geçmeyi tartışıyordu.
Ancak aynı 'el' yeniden devreye girdi…
Politika faizi 250 baz puan artırıldı.
Nas dedirtenler, memur-SSK emeklisi arasında maaş farkı ayrımı yaptıranlar, MB başkanını istifa noktasına götürenler, şimdilik yaşanılanlar…
Ne dersiniz; Marttaki seçim sonuna kadar daha nelerle karşılaşırız?
Şimdi burada bir durup, biraz gerilere gidelim mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 15 Mayıs 2018 tarihinde dile getirdiği ‘faiz sebep enflasyon sebep’ lafı ile politika faizindeki indirimlere işaret etmesinin ardından, 19 Aralık 2021 tarihinde bir etkinlikte faiz indirimine devam edileceğini belirtirken, “Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu” dediği güne gidelim…
Bütün herkesin kafası bir anda karıştı…
Neden ‘Nas’ kavramı oluşturuldu.
Nas, “İslam fıkıhında Kur'an'da yer alan ayetler ve Muhammed Peygamberin söylediği sözler olan hadislere verilen genel ad” olarak biliniyor.
Zaten bugünün faizi İslami yorumlarla izah etmede, gözden kaçırılan en önemli kavram kapitalizm…
Anayasa hukukçuları ise Erdoğan'ın 'nas' vurgusunu "Laik bir devlette yürütülen politikalar, dini gerekçelere dayandırılamaz" şeklinde değerlendirdi.
Böylece istenildiği gibi bir karşı kamuoyu oluşturuldu.
Düşük politika faizlerinin yüzde 8.5’larda tutulması süreci 2023’ün 14-28 Mayıs genel seçimlerine kadar sürdü. Daha sonra 8 Haziran 2023’te atanan Hafize Gaye Erkan ile Mehmet Şimşek ikilisi ile birlikte Haziran 2023 tarihinde faiz yüzde 15’e çıkarılmaya başlandı.
E ne oldu ‘Nas’…
Erdoğan’a “Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu” dedirten ‘Nas’cılar neredeler, nereye gittiler…
Bir süredir ekonomide atılan adımların ya ‘eksik’, ya da ‘ortaya karışık’ bir şekilde olduğunu gözlüyoruz.
Mesela; son haftalarda SSK, Bağ-Kur ve tarım emekli maaşlarına yüzde 37.57’lik artışın, memur emeklilerine verilen yüzde 49.25 oranına çıkarılması konusu…
Bu konuda bir araştırma yaptık. Öğrendik ki; bu yönlü çalışma yapılıyor. Aynı dönem emeklilik primi yatırmış kesimler arasında, toplu sözleşme hükümlerinden kaynaklı bir farkın olması istenilmiyor.
Böylece SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerine aynı oranda artış verileceğini netleştirip yazdık.
Ancak araya yine aynı ‘el’ girdi.
Ne oldu, nasıl oldu ise SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerine artışın yüzde 37,57’nin üzerine memur emeklilerine verilecek yüzde 49.25’lik orana ulaştıracak yüzde 11,68 fark yerine, yüzde 5’lik bir artış verileceği açıklandı. Böylece SSK emeklilerine yüzde 42,6 gibi bir oran verileceği açıklandı.
Türkiye’deki ekonomik koşullardan dolayı en zor durumda olan evini geçindirirken ağırlıklı olarak çocuklarından yardım almaya muhtaç hale getirilen “yaşlı kamuoyu” tepkisini iyiden iyiye gösterdi.
Aradan birkaç gün geçti…
Ve yazdığımız gibi çalışması yapılan yüzde 49.25’lik oranın tüm emeklilere verilmesi kararı açıklandı.
Tabi o birkaç gün içerisinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüzde 5’lik artış açıklatanlar da istediklerini elde etti.
Yeniden bir karşı kamuoyu oluşması sağlandı.
Kim tezgahladı, kimlerin ‘eli’ girdi araya…
Dönelim son günlerdeki MB’deki karışıklığa ve Ankara kulislerine…
Aralık ayından itibaren Erkan ailesinin ‘kirli’ çamaşırlarının dökülmesiyle başlayan sürece, 23 Aralık’ta başlayan Christmas tatilinin olduğu günlerde ABD’ye giden Gaye Erkan’ın tıpkı bir döneme damgasını vuran Kemal Derviş çağrışımı yapması da sıçradı mı!
DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetine Dünya Bankası’ndan gelen Kemal Derviş’e 15 gün boyunca dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in ulaşamadığı sürecini herkes hatırlıyor.
Gaye Erkan’ın 19 Ocak’taki Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısına kadar neredeyse 1 ay yurtdışında kalması ‘ikinci Derviş’ vakası olarak nitelendirildi.
Ancak, bardağı taşıran süreci istifaya götüren son damla politika faizi ile oldu.
ABD Merkez Bankası FED’in şubat ayı toplantısında faiz artırımı yapmayacağı biliniyordu. Mart ayında yeniden bir değerlendirme yapılması kararı vardı.
TCMB de 25 Ocak’taki politika faizi toplantısında aynen FED gibi pas geçmeyi tartışıyordu.
Ancak aynı 'el' yeniden devreye girdi…
Politika faizi 250 baz puan artırıldı.
Nas dedirtenler, memur-SSK emeklisi arasında maaş farkı ayrımı yaptıranlar, MB başkanını istifa noktasına götürenler, şimdilik yaşanılanlar…
Ne dersiniz; Marttaki seçim sonuna kadar daha nelerle karşılaşırız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com