25 Şubat 2024

Çevre Bakanlığı görevini neden müteahhide devrediyor?

 

22 Şubat’taki "Kentsel dönüşümde umutlar başka bahara" yazımızın hemen ertesi 23 Şubat 2024 tarihli 32469 sayılı Resmi Gazete’de “İstanbul İlinde Yürütülecek Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Kapsamında Yapım İçin Yardım Verilmesine İlişkin Karar (Karar Sayısı:8189)” yayımlandı. Karar daha önce de bilinenlerin yeniden yayımlanmasından başka yeni bir şey içermiyor. Açıkçası Resmi Gazete ile “apar topar bir şeyler yapılıyormuş izlenimi verme amaçlı” bir karar yayımlandı.

Neden bunu söylüyorum? Kararın 3’üncü maddesi; “6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapının bulunduğu parselde ruhsat alınması ve kat irtifakı kurulması sonrası gerçek veya tüzel…” diye başlıyor. Yani yapım için yardımın yapılmasında ‘çatışmalı kat malikleri olsa da kat maliklerinin yüzde 100’ ünün anlaşarak kat irtifakı sağlanması şartı anlamına geliyor da ondan…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın internet sitesinde ise ‘Riskli Yapı Süreci’ başlığında kendi yapacağı görevler tam olarak açıklanırken, bakanlık çoğunluğun kararına katılmayan kat maliklerinin işi yokuşa sürmesini önlemek istediği halde düzenlemesinde neden ‘kat maliklerinin yüzde 100’ şartı ile işi ‘yokuşa’ sürüyor anlamak imkansız..

10 madde halinde yer alan ‘Riskli Yapı Süreci’ prosedürünün ‘Yıkım Sonrası Uygulama’yı içeren 8’inci maddesi aynen şöyle:

“….yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu karar anlaşma şartlarını ihtiva eden teklif ile birlikte karara katılmayanlara noter vasıtasıyla veya 7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilir. Bu tebliğde, on beş gün içinde kararın ve teklifin kabul edilmemesi halinde arsa paylarının, Bakanlıkça tespit edilecek veya ettirilecek rayiç değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacağı, paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında rayiç bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edileceği, riskli yapılarda ise anlaşma sağlayan diğer paydaşlara veya yapılan anlaşmaya uyularak işlem yapılmasını kabul etmek şartıyla üçüncü şahıslara satılacağı bildirilir.”

Net olarak yüzde 50+1 çoğunluğu ya da 3’te 2 çoğunluğu sağladığını bakanlığa bildiren riskli inşaatlarda, karara katılmayan maliklerin arsa paylarının bakanlıkça tespit edileceği veya ettirileceği ve satışa çıkarılacağı açıklanıyor.

Peki bakanlık bu karara kendi neden uymuyor da anlaşma halindeki kat maliklerin kendilerinin bulduğu müteahhide devrediyor? Bu payların rayiç bedel üzerinden satışını riskli binayı yapacak olan müteahhidin satışa çıkarması gibi ‘imkansızın önünü açan’ bir uygulamaya döküyor.

İmkansızın önünü açıyor’ diyorum çünkü kamunun olmadığı yerde o zaman devreye ‘ikili hukuk’ giriyor. Kamunun görevini gerçek ya da tüzel kişilikli müteahhidin üstlenmesi demek, mahkemeleri işin içinden çıkılmaz hale getirmek demek. Yani kentsel dönüşüm sürecinin daha da uzaması demek. Hele bir de İstanbul’da 10’larca yıldır süren ‘Fikirtepe’ örneği varken….

Yani bakanlık kendi yapacağı görevi müteahhide devretmesiyle aslında, İstanbul’da kentsel dönüşümde ‘kaçak dövüşüyor, yan çiziyor.’

Nitekim Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yine Riskli Yapı Sürecinin‘Nitelikli Çoğunluğun Sağlanması’ başlıklı 9’uncu maddesinde de kendi görevi olduğunu açıklıyor.

Madde-9 “….7201 sayılı Kanuna göre karara katılmayan malike bildirilerek kabulü için on beş gün süre verildiğine dair belgeler; üçte iki çoğunlukla alınan karara katılmayan maliklere ait taşınmazların Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilen değerine ilişkin belgeler ve satışı yapılacak arsa paylarının maliklerinin tebligata elverişli adres bilgileri ile birlikte yazılı olarak Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye müracaatta bulunulur.”

Ve nihayet bakanlığın artık görevinden kaçmaması gerektiğini ortaya koyan 10'uncu madde…

‘Satış ve Uygulama İşlemleri’ni şöyle kapsıyor: “Hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile alınan karara katılmayan maliklerin arsa paylarının satış işlemi Müdürlük veya İdare tarafından, 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 15/A. maddesinde belirtilen usule göre gerçekleştirilir. Satış işlemleri sonlanınca uygulamaya geçilir.” 

Bütün bunlar varken neden ‘apar topar bir Resmi Gazete metni yayımlandı’ dediğimi anlatabildim mi?

Sorumuz yine soralım ilgili yetkili her kimin sorumluluğunda ise:

“Bakanlık kendi görevini neden müteahhide devrediyor…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com