Türkiye’nin gelişmesinin önündeki engellerin başında koalisyonlu iktidarların olduğu gerekçesiyle kurgulanan Türk tipi! Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hemen her dönem bir koalisyon ortağına ihtiyaç duymayı sürdürüyor.
Bir süredir Ak Parti ve MHP koalisyon ortakları arasında bir gerilimin olduğu konuşulurken, 29 Ekim resepsiyonuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kurmaylarının katılmaması Ankara kulislerini yeniden hareketlendirdi.
Ankara’da yeniden kabine oluşumları konuşulurken, bu arada
ilk kez ‘dışarıdan’ birinin kabinede yer alacağının artık net işaretlerinin
geldiği dile getiriliyor.
Bu kapsamda 1 Ekim 2025 tarihinde TBMM’nin yeni dönem açılışında
CHP dışındaki partilerin önemli bir kısmının, bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan
ile fotoğraf karesine girmesinin ardından ortaya atılan DEVA Partisi Genel
Başkanı AK Parti kurucusu Ali Babacan’ın Erdoğan’a yeni koalisyon ortağı
olacağı kulislerini hatırlıyorsunuz. Babacan’ın ise teklif geldiği iddialarını partisinin
Grup Toplantısı’nda reddettiğini de hatırlıyorsunuz.
Ancak 29 Ekim Cumhuriyetin 102. Yıldönümü kutlamalarının
yapıldığı Külliyede, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile samimi
fotoğraflarına AK Parti cenahından yeni yorumlar gelmeye başladı.
Kulislere göre ilkinde kurucu olarak çağrılan Babacan, şimdi
Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı gibi üst görevin icrası pozisyonu için çağrılıyor.
Yardımcılığının ikiye çıkarılacağı, ekonomi ile ilgili alanların tamamen
Babacan’a bağlanacağı dile getiriliyor. Maliye Bakanı Şimşek ile daha önceki ortak
başarılı çalışmalarının kötü durumda olan ekonomi için yeniden düşünüldüğü
anlatılıyor.
Babacan’a yakın çevreler ise hükümetin ‘tasarruf’
tedbirlerine uyum gösterme konusundaki yaklaşımın Babacan tarafından sıklıkla
eleştirildiğini hatırlattılar. Bu kapsamda geçmiş dönemde uygulanmasında
ısrarcı olunan ‘Mali Kural’ konusunda talebin olabileceği ifade
ediliyor.
Bu arada uzun süre önce de dile getirilen Hazine ve Maliye
Bakanlığı’nın ‘Hazine’ ve ‘Maliye’ olarak ayrılması
konusunun da Babacan’ın görevi kabul etmesiyle ilgili olarak gündemde olduğu
dile getiriliyor. Hazine Bakanlığı kurulduktan sonra Babacan’ın sağ kolu eski
Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı’nın bakan olarak atanabileceği konuşuluyor.
Ankara’da değişim rüzgarlarının konuşulduğu bu sırada, Devlet
Planlama Teşkilatı (DPT) bürokratlığı ile övünen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet
Yılmaz’ın 30 Ekim 2025 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Maliye
Bakanlığı’nın başlattığı ‘enflasyon düzeltmesi’ konusunda
istenilen sonucun alınmaması ile ilgili bürokratları adeta harcayan sözlerine…Yılmaz’ın
konuşmasındaki üslubu herkesi şaşırttı. Yılmaz şunları söyledi:
“Enflasyon muhasebesi uygulaması gerçekleştirdik biliyorsunuz ve şirketler bilançolarında öz sermayeyi artırıcı tedbirler aldılar gibi görünüyor. Bu aslında uzun vadeli sağlıklı bir durum. Yani şirketlerimizin öz sermayeleri artmış oldu, bir anlamda daha az vergi ödemek için öz sermayelerini güçlendirdiler; bilançolarında öz sermayenin payı artmış oldu ama bu, kamu gelirlerinde olumsuz bir etki oluşturdu. Onu da kaydetmemiz lazım. Burada da şunu söylemem lazım: Yani bunları baştan tabii ki bürokrat arkadaşlarımız, uzmanlarımız keşke daha iyi öngörselerdi, onu da söyleyeyim. Başından beri hani bunun etki değerlendirmesini istedik biz ama böyle bir etki değerlendirme gelmedi bize, onu da söyleyeyim yani. Sonuçta biz de gidip oturup hesap kitap yapacak değiliz. Uzman arkadaşlarımıza güveniyoruz, yapılan etki değerlendirmeyle çıkan sonuç tam örtüşmedi, onu söyleyeyim. Yani böyle bir durum söz konusu fakat bu öyle, o kadar da olumsuz bir durum değil.”

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com