29 Ekim 2023

Vergi sistemi düzelmeden, ekonomi düzelmez…



Vergi reformu, vergi yükünün vatandaşlar arasındaki bölüşümünün önemli ölçüde değiştirilmesini ifade eder. Vergi kanunlarının değişen ekonomik ve teknolojik gelişmeler ile kontoktürel dalgalanmalara uyum zorunluluğuna karşın, vergi reformunu özde siyasal bir olgudur.

Türkiye’nin bir süredir içerisine düşürüldüğü ekonomik türbülansı durdurmak için ‘Ortodoks’ olarak nitelendirilebilecek faiz artırımı gibi adımlar atılırken, vergi reformu gibi en önemli adımın hayata geçirilmemesi halinde içerisinde bulunduğumuz türbülanstan çıkılmayacağı da gün gibi ortada.

Ancak iktidarın reform konusundaki kararlılığının geçtiğimiz haftalarda açıklanan 2024-2026 dönemi Orta Vadeli Program’da da (OVP) olmadığı görüldü. OVP’de konulan hedeflerde ciddi çarpıklıklar bu OVP’nin de tutma olasılığının sıfır olduğunu gösteriyor.

Türkiye’yi AB ülkeleri seviyesinde, çağdaş ekonomi normlarına ulaştıracak en önemli adım kabul edelim ki vergi reformudur. Özünde sıklıkla durgunluk yaşayan bizim gibi ekonomilerde ‘kayıt altında olmayan gelir ve gider kalemlerinin olması’ ekonomi çarkının nispeten dönmesi adına önemli bir unsur olarak görüldüğü için reformların geciktirildiği de bir gerçek.

Yanı sıra kayıt dışı ekonomi ile mücadele, vergi sistemindeki çarpık düzen, mali mevzuatın güncellenmesi gibi birçok başlığın da günün koşullarına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Ama nedense 20 yıllık iktidar bunlara da girmek istemiyor!

Ama her ertelenen sorun ülkenin AB normlarına ulaşmasını önlüyor. Dolayısıyla 1960’lı yıllarda kalmış düzenlemelerin günün koşullarına uygun hale getirilmemesi ile özellikle ülkenin yoksul kesimlerinin gelecek nesillerine borç yükü bırakmaktan başka bir şeye yaramadığını da artık kabul edelim.

Bu kapsamda uygulamaya alınmasında çok büyük çabalar gerektirmeyen ama bir başlangıç olması adına hızla yapılabilecek başlıkları da biz şöyle sıralayalım dedik:

1-) En başta, vergi aflarının olağanüstü dönemler dışında uygulanmaması için Anayasal düzenleme getirilmeli.

2-) Ücret gelirlerinin vergilendirilmesi konusu ayrı bir başlıkta irdelenmeli. Yüzde 15 sabit oranda vergiye tabi tutulmalı.

3-) Hisse senedi alım satımı, devlet tahvili ve hazine bonosu tahvili alım satımı, özel sektör tahvil ve bonolarının alım satımı, bunlardan elde edilecek faiz gelirinde ‘Sıfır’ vergi uygulamasına artık son verilmeli. Çok ciddi vergi kaybı yaşanıyor bu alanda.

4-) Yabancı ile yerli arasındaki eşitsizlik giderilmeli. Yabancı (dar) mükellef olarak görülünce, bu mükelleflerin kira ve faiz gelirlerinde stopajın nihai vergi olması uygulaması değiştirilmeli ve yerli (tam) mükelleflerle eşit sistem olmalı.

5-) Yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarına yönelik istisna ve sıfır stopaj uygulaması kaldırılmalı. Özellikle inşaat şirketi kurmak yerine tabela değiştirip ‘Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’ kurarak sıfır vergili kazanç elde etme dönemi terk edilmeli.

6-) Nominal değer ile piyasa değeri arasındaki farktan oluşan hisse senedi ihraçlarındaki emisyon primi kazançlarına da vergi getirilmeli.

7-) Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan ‘Uzlaşma müessesesi’ kaldırılmalı ve hangi şartlarda ne kadar indirim uygulanacağı kanuni metne konulmalı.

8-) Fiktif karların vergilendiği ve bilançoların enflasyon karşısında eridiği bir ortamda 2023 ve 2024 yıllarında enflasyon muhasebesi uygulamaya alınmalı.

9-) 1960’lı yıllardan kalma Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun gibi birçok mevzuatın günün şartlarına uygun bir hale getirilmesi gerekiyor.

10-) Hiçbir manası bulunmayan Damga Vergisi ve Veraset Vergisi kaldırılmalı, intikal kısmı ise Gelir Vergisi Kanunu’na dahil edilmeli.

11-) Yüzde 80 seviyelerine gerileyen vergi tahsil/tahakkuk oranı etkin bir tahsilat sistemiyle 2006 yılında olduğu gibi yüzde 92 seviyelerine yeniden ulaşması sağlayacak yeni yöntemler geliştirilmeli. İlk defa Kemal Unakıtan döneminde şirketlerin geriye dönük 5 yıllık hesaplarının incelenmemesi karşılığında matrah artırımı uygulaması getirilmiş, bu uygulama ile uzun yıllar toplanamayan vergilerin yüzde 92’si toplanmıştı. Ancak daha sonra bu uygulama Maliye’nin kolayına geldiği için sıklıkla yapılmaya başlandı. Her yıl bir vergi affı gelir düşüncesi mükellefte oluşunca artık vergi tahsilatı yeniden yüzde 50’ler seviyesinin altına düştü.

12-) Özel esaslar düzenlemesi yargı kararları da dikkate alınarak kanuni düzenlemeye tabi olmalı ve şüpheye dayalı fişleme uygulamasından vazgeçilmeli.

13-) Vergi daireleri daha operasyonel fonksiyona sahip olmalı ve işe başlama dahil etkin yoklama yapılmalı, paravan şirketlere müsaade edilmemeli.


14-) Elektronik sigara ve kripto varlıklar ile ilgili vergisel düzenleme hızla yapılmalı ve uygulamaya geçirilmeli.

15-) Konaklama vergisinde maktu vergilendirmeye geçilmeli, şehir/turizm otelciliği, bölge ve yıldız sayısı gibi ayrı destekler getirilmeli.

16-) Dijital platformların vergilendirmesi konusunda ivedi düzenleme yapılmalı ve OECD normlarına uygun yapı oluşturulmalı.

17-) KDV Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’nda yer alan gereksiz birçok istisna uygulaması gözden geçirilmeli ve kaldırılması gerekenler hızla kaldırılmalı.

18-) Gayrimenkul satışlarında 5 yıllık süre kaldırılmalı. Sahip olunan bir adet taşınmaz dışındaki tüm alım satım işlemleri bankadan yapılmalı ve vergiye tabi olmalı.

İlave birçok başlık daha sunulabilir ama çarpık vergi sistemimizin reform gereksinimi için hızla gerekli adımların atılması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com