02 Kasım 2023

Dünya ÇUŞ’ların vergisini tartışıyor, Türkiye uyuyor!



Uluslararası standartlara uyumun başında OECD’nin Hindistan’daki G20 Liderler Toplantısı Eylül 2023 Vergi Raporunda açıklandığı üzere, dünya ülkelerinin önemli bir kısmı “küresel asgari kurumlar vergisi” uygulaması getirilmesini istiyor. Hatta bu uygulamanın 2024 yılı başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

‘Vergi sistemi düzelmeden ekonomi düzelmez’ başlıklı yazımızda Türkiye’nin bir süredir içerisine düşürüldüğü ekonomik türbülansı durdurmak için ‘Ortodoks’ olarak nitelendirilebilecek faiz artırımı gibi adımların atılmasına dikkat çekmiştik. Ancak vergi reformu gibi en önemli adımın hayata geçirilmemesi halinde içerisinde bulunulan türbülanstan çıkılmayacağının da gün gibi ortada olduğuna vurgu yapmıştık. Bu kapsamda uygulama için büyük çabalar gerektirmeyen ama bir başlangıç olması adına hızla yapılabilecek başlıkları sıralamıştık.

Hükümetin geçtiğimiz haftalarda açıkladığı 2024-2026 dönemi Orta Vadeli Program’da da (OVP) vergi reformuna yönelik hiçbir girişiminin olmadığını gördük. OVP’de konulan hedeflerdeki çarpıklıklar, bu OVP’nin de tutma olasılığının sıfır olacağını gösteriyor.

Nitekim geçtiğimiz Eylül ayında Hindistan’daki “20 Liderler Toplantısında alınan çok önemli bir kararla ilgili de OVP’de herhangi bir adımın atılmadığını söyleyebiliriz. Yani iktidarın Türkiye’yi vergilemede uluslararası standartlara uyum içerisine sokma konusunda bir çaba içerisinde olmadığını belirtelim.

Uluslararası standartlara uyumun başında OECD’nin Hindistan’daki G20 Liderler Toplantısı Eylül 2023 Vergi Raporunda açıklandığı üzere, dünya ülkelerinin önemli bir kısmı “küresel asgari kurumlar vergisi” uygulaması getirilmesini istiyor. Hatta bu uygulamanın 2024 yılı başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Nedir bu ‘küresel asgari kurumlar vergisi’?


2025 yılına kadar hasılatı 750 milyon Euro’yu aşan çok uluslu şirketlerin (ÇUŞ) yaklaşık yüzde 90’ının faal oldukları her ülkede yüzde 15 oranında asgari efektif vergi oranına tabi olmasını içeriyor. Bu kapsamda Hindistan’daki vergi raporuna göre, G20 üyelerinin yüzde 50’si ve AB'nin tüm üye ülkeleri dahil olmak üzere yaklaşık 50 ülke “asgari kurumlar vergisi” uygulamasına başlayacak.

Türkiye’nin de buna ilişkin stratejisini belirlemesi ve kamuoyu ile paylaşması gerekiyor. Aksi takdirde gerek Türkiye’de mukim ÇUŞ kazançları, gerekse Türkiye’de ÇUŞ’lerce elde edilen kazançlar, “küresel asgari kurumlar vergisi” uygulamasına başlayan ülkelerin hazinesine girmesi gündeme gelecek.

Az bir rakamdan bahsedilmiyor. OECD, kurumlar verisinden kaçınma maliyetlerini yıllık 100-250 milyar dolar olarak öngörüyor. Yani küresel kurumlar vergisi gelirlerinin yaklaşık yüzde 10’u civarında bir tutar.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelere kıyasla, kurumlar vergisi gelirlerine daha fazla bağımlı olduğu düşünüldüğünde; bu maliyetler, gelişmekte olan ülkeleri, gelişmiş ülkelere kıyasla daha fazla olumsuz etkilediği biliniyor.

Öte yandan Gelir İdaresi Başkanlığı’nın da fiziki, beşeri ve teknolojik altyapısını hızla geliştirmesi gerekiyor ki; söz konusu vergi raporuna göre, 2022 yılında “otomatik bilgi değişimi” ile dünya çapında 12 trilyon Euro'yu aşan toplam varlığı kapsayan, 123 milyondan fazla finansal hesap bilgisi “otomatik” olarak paylaşıldı. İdare teknoloji altyapısını geliştirerek Türkiye ile diğer idarelerce paylaşılan “büyük verileri” işleyebilmelidir.

Öte yandan vergi politikalarında reform niteliğinde atılması gereken adımların başında yaklaşık 1,5 yılda bir yürürlüğe konulan yeniden yapılandırmalara (vergi affı) son verilmesi de artık gerekiyor. Özellikle, matrah artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi (kasa ve stok affı) yeniden yapılandırmaların kapsamından çıkarılmalıdır.

Yine yapılacak gelir, kurumlar vergisi düzenlemelerinde “reel kazancı vergileme” ilkesi benimsenmelidir. Vergiye tabi kazanç tespitinde “enflasyon düzeltmesi, LIFO (son giren ilk çıkar), gerçek kişiler için ise gelir vergisi tarife dilimleri ve oranları (ücret, serbest meslek kazancı, para ve sermaye piyasaları kazançları gibi gelir türüne göre farklılaştırma”) yeniden belirlenmelidir. Vergi harcamalarının da gözden geçirilmesi gerekiyor. Vergi istisna, muafiyet ve indirimlerinin kısmen veya tamamen kaldırılması önemlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com