04 Ekim 2023

1.5 yılda bozuldu, 3 yılda düzelebilecek

Ekonomi yönetiminin geçen yılın Ağustos ayından itibaren aldığı hatalı kararlar sonrası oluşturulan yüksek enflasyonu şimdi düşürmek için atılan her adımın, her kararın enflasyonu artırdığı dikkat çekiyor.

14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından getirilen yeni ekonomi yönetimi, enflasyonun 2025 yılında istikrar dönemine gireceğine vurgu yapıyor. Bu kapsamda ancak 2026 yılında enflasyonun tek haneye indirilmesi öngörülüyor.

Merkez Bankası Hafize Gaye Erkan, TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyelerine dün bir sunum yaptı. Sunumunda, enflasyondaki düşüşün gecikmesinin temel nedenlerinin başında küresel büyüme seyrinin zayıf oluşunu gösterdi. Erkan Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkelerin büyüme oranlarının da 2022 yılına göre çok gerilediğine işaret etti.

İşte bizden ithalat yapan ülkelerin bu durumu Türkiye’nin 2024 ve sonraki yıllarda yapacağı ihracatı ciddi şekilde olumsuz etkileyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla 2022 yılı Ağustos ayından bu yana alınan hatalı ekonomi kararları ile yaratılan enflasyona ezdirilen Türk ekonomisini önümüzdeki 3 yıl da kötü günler bekliyor.

Bildiği üzere ülkelerin ekonomi yönetimleri ekonomideki gelişmeleri izlerken, pazar payı yüksek şirketlerin satın alma yöneticilerinden anket yöntemiyle aldıkları bazı verilere göre hareket ederler. İngilizce ‘Purchasing Manager Index’ olarak ifade edilen PMI verileri imalat, hizmetler ve inşaat sektörlerindeki mal ve hizmet satınalma eğilimlerini ortaya koyar. Bu verilere göre ekonomide oluşacak büyüme ile ilgili bir öngörüye ulaşılır.

Bu nedenle Türkiye’nin dış talebi açısından en önemli coğrafya olan euro bölgesindeki imalat PMI göstergesi de bizim için önemli. Euro bölgesinde daha yeni çıktığımız eylül ayında olması gereken 50 ve üstü PMI seviyesinin 43,4 ile belirgin şekilde altta kaldığı ortaya çıktı.

Yanı sıra, hemen yanı başımızda yaşanan Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın petrol fiyatları üzerinde oluşturduğu baskı da, Brent petrol fiyatını son 5 ayda yüzde 24’ler seviyesinde artırarak 90 doların üzerine taşıdı.

Böylece petrol gibi önemli girdi maliyeti oluşturan emtia fiyatları ve büyümedeki yavaşlamayla küresel çekirdek enflasyon, hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde yüksek seviyesini korumayı sürdürüyor.

Türkiye’ye özgü enflasyon süreci ise küresel ekonomilerde yaşanan daralmanın dışında önceki ekonomi yönetiminin aldığı hatalı kararlar sonucu oluştuğu da artık herkesçe kabul ediliyor. Yanlış kararlar sonrası vatandaşların bozulan alım gücünü ücret artışları ile gidermeye çalışmak da enflasyon üzerinde artırıcı bir etki yaratıyor.

Vergi yükü de cabası

Yanlış kararlar sonrası kurlardaki artış da kamu bütçe dengesinde açık oluşturdu. Açığın kapatılması için alınan vergisel düzenlemelerin de yine önümüzdeki dönem enflasyonunu daha da tetikleyeceği görülüyor.

İç tüketim tetikleyici unsur

Enflasyon artışının önümüzdeki dönem süreceğini gösteren en önemli veri tüketim verileri. Geçtiğimiz temmuz, ağustos ve eylül aylarında perakende satış hacim endeksi ve kartla yapılan harcamalar tüketimde ciddi bir artışın olduğunu ortaya koyuyor. Yine, otomobil ve beyaz eşya satışları da geçmiş yıl ortalamalarının üzerinde seyrediyor. Dolayısıyla iç talep ve üretim toplam talep koşullarının enflasyonist bir düzeyde sürdüğünü ortaya koyuyor.

Cari açık patladı

İç talepteki güçlü seyir, bir önceki yıl 11,9 milyar dolar olan tüketim malları ithalatını 42,3 milyar dolar seviyesine çıkardı. Bu durum ise cari işlemler açığını geçtiğimiz temmuz ayında 58,5 milyar dolara yükseltti.

Elektrik ve doğal gaz zammı da tetikleyecek

6 Şubat tarihinde yaşanan deprem sonrası ortaya çıkan finansman ihtiyacı ve artan kamu harcamalarını dengelemek amacıyla getirilen tedbirler arasındaki sanayiye yönelik elektrik ve doğalgaz fiyat artışlarının da yıllık enflasyonu artıracağı biliniyor.

Hizmet sektöründeki fiyat artışları da yüksek seviyesini sürdürüyor. Ancak asıl bu alanda zamana bağlı fiyat güncelleme davranışı olması, enflasyonun daha uzun süreye yayılmasına yol açıyor.

Ekonomi yönetimi ise bu enflasyonist süreci önlemek için seçici kredi sıkılaştırması adımı atarak çözüm arıyor.

Anlayacağınız ekonomi yönetiminin aldığı her karar ve attığı her adım, enflasyonu da beraberinde artırmaya devam ediyor. Bu nedenle bir buçuk yılda yüzde 60-70’lere dayandırılan enflasyonun 3 yıl sonra ancak 2026 yılında tek hanelere düşmesi öngörülüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com