Bir süre önce Bkz: Ekonomide 'ponzi sistemi' uygulanır mı? başlığında bir yazı yazmıştım...
Ekonomide saadet zinciri uygulanır mı? diye sormuş, ‘yüksek kazanç getiren bir üretim varmış’ gibi gösterilip yatırımcıların sistemde kalmasını amaçlayan ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı yönteme dikkat çekmiştim.Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin başında olduğu ekonomi yönetimi, dövizdeki yükselişi önlemek için bir yandan Merkez Bankası’nın arka kapısından döviz sattı, bir yandan da başka kapılardan döviz toplamak için TL biriktirdi.
‘Kur Korumalı Mevduat’ olarak adını koydukları bu sistemi anlatırken ‘Liralaşma’ amaçlanıyor denildi.
KKM sistemine para yatırılırken, o gün Merkez Bankası’nın saat 11’deki kuru baz alındı. Alternatif olarak 3 aylık TL faiz oranı uygulandı.
Böylece yatırılan mevduat çözüldüğü gün, Merkez Bankası’nın o günkü kuru artmışsa, bu kur baz alındı aradaki kur farkı mevduat sahibine ödendi. Eğer kur düşmüş ise o zaman da bankanın vermiş olduğu faiz oranı ödendi.
Ama sürekliliğin sağlanması için de sisteme para yatırılmasının cazip hale getirilmesi gerekiyordu.
Tıpkı ‘Ponzi sistemi’ gibi, sonradan toplanan mevduatlarla önceki kişilerin parası ödendi…
Başlangıçta güzel görünse de kurdaki fark ya da faizdeki tutarı bir kurumun ödemesi gerekiyordu. Bu da Hazine ve Merkez Bankası’na kaldı.
Tabii bankalar böyle güzel bir yöntemde mevduat toplama yarışına girdi. Örneğin, ilk başta yüzde 11.5’den KKM faizi verirlerken, politika faizi olarak Merkez Bankası’na yüzde 8,5’tan ödeme yaptılar. Aradaki fark ceplerine girdi. Nitekim bankaların karları açıklandığında en karlı kurumlar olduğu ortaya çıktı.
Şimdi size tartışmaları halen süren 14 ve 28 mayıs seçimleri öncesi bazı rakamları ve Haziran rakamlarını vereyim; uygulamanın bütçe üzerine bindirdiği yükü görün…
28 Mayıs tarihi itibariyle (KKM) hesaplarındaki artış 18 hafta boyunca üst üste sürdü. Artış sürdüğü için de bankalar da müşterilerini KKM cazibesine sürüklemek için sadece faizleri değil, primleri de artırdılar. KKM hesaplarında primler yüzde 5’leri buldu.
Liralaşmaya dönüşü hızlandıran bu hamle sonucu, paraya ihtiyacı olan kesimlere verilen kredilerin faizleri yüzde 60’a, mevduat faizleri ise yüzde 40’a dayandı.
Durumun ileride sıkıntı yaratacağı geç olsa da fark edilince, KKM’de faiz üst sınırı kaldırıldı.
Böyle olunca da KKM’de biriken mevduatın tutarı seçimler öncesi 28 Mayıs’ta 2 trilyon 346 milyar liradan Haziran ayında 2 trilyon 576 milyar liraya çıktı.
Mesela bankalar yarışı öyle bir noktaya getirdi ki; 1,5 milyon lira değerindeki altın hesabını bozan müşteriye anında 75 bin lira nakit prim yatırdı.
Mayıs ayı son haftasında önden ödemeli prim uygulamasının sona ermesiyle KKM'de 34 milyar 880 milyon lira ile son 2 ayın en düşük yükselişi kaydedilmişti.
Bunun dışında 3 ayın sonunda çözülecek şekilde 11,5 faizle başlayan KKM faizinin oranı da artık yüzde 40’ları aştı.
Sürdürülebilir mi bu durum..
Mümkün değil. Mayıs ayında KKM’nin bütçeye maliyeti 1 milyar 630 milyon lirayı buldu.
Son veriyle beraber KKM hesaplarında 22 hafta üst üste yükseliş yaşanırken 22 haftada hesaplarda 1 trilyon 205 milyar 994 milyon liralık artış yaşandı.
Hadi bir rakam daha vereyim…
KKM’nin devreye alındığı 24 Aralık 2021 haftasında 238,9 milyar dolar olan Döviz Tevdiat Hesaplarının (DTH) büyüklüğü bir ay önce 12 Mayıs 2023 haftasında 185,6 milyar dolara geriledi.
Yine politika faizi indirimleri öncesindeki son iki yıllık süreçte yabancı mevduatların toplam mevduat içindeki payı yüzde 55 aralığında seyrediyordu.
Politika faizindeki indirimlerle birlikte insanların hızla dövize yönelmesi yaşandı. Böylece söz konusu DTH’ın payı yüzde 65’e kadar yükseldi.
KKM’nin uygulanmaya başlamasıyla bu pay azalmaya başladı ve 2023 Mart ayı itibariyle bu pay yüzde 42’ye geriledi.
Bir de size daha pratik bir hesap göstereyim.
Mesela bir vatandaş 100 bin lirasını 13 Mayıs tarihinde (seçimlerden bir gün önce) yüzde 29 faiz oranı ile 3 aylığına KKM’ye yatırdı. O günkü MB’nin döviz kuru 19,8 TL olarak baz alındı. Bu kişi bugün itibariyle 23,5 TL döviz kuru üzerinden 20 bin liraya yakın bir kazanç elde etti. Ağustos ayında 3 ayı dolduğunda o günkü kur 19,8’in ne kadar üzerinde ise aradaki kur farkını alacak.
Kimden alacak peki; kurdan dolayı oluşan farkı MB ödüyor. TL faizinden oluşan farkı Hazine ödüyor. Yani yük MB ile Hazine’ye biniyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da KKM’nin oluşturduğu riski gördüklerine dikkat çekerken, KKM uygulamasını aniden sert bir şekilde son vermeyeceklerini dile getirdi.
Şimdi gelen yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de ponzi sistemi gibi kurgulanan KKM’de bu yükün oluşturacağı riski düşürmeye çalışması bekleniyor.
Türkiye ve dünyadan son dakika ekonomi ve politika haberlerini, finans dünyasına dair güncel haberleri okuyabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı bir yandan ekonomide atılacak adımlara yoğunlaşmışken, diğer yandan da bütçe dengesini kurtarmak amacıyla denetim...
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bugün önemli değişiklerin adımı atıldı. Mehmet Şimşek ile daha önceki Maliye Bakanlığı döneminde birlikte çal...
-
“Maliye Bakanlığı’nda içeriden feryat!” başlıklı son yazımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığı birimleri arasında yaşanan tartışmaların yaratt...
-
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda (HMB) bazı atamaların vekaleten başlayarak yapıldığını yazmıştık. Önümüzdeki günlerde bir dizi atamanın yen...
-
Okurlara bir Pazar günü yazısı olarak ismi ‘Maliye Bakanlığı’ iken 20 yıl kadar hemen her gün izlediğim, şimdilerde ise ‘Hazine ve Maliye B...
-
Ekonomi yönetiminin teslim edileceği, ekonomiden sorumlu Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasına kesin gözüyle bakılırken bir anda, Hazine ve Mali...
-
Okurlarımız zaman zaman bizlere gönderdiği yazılarda; ya eksik gördükleri uygulamaları gündeme getirmemizi ister, ya da başlarından geçen ge...
Çok detaylı ve net analizler...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHayırlı olsun Cahit.
YanıtlaSilŞimşek'in KKM sınavı ekonomik duruşu belirleyecek, hiç kolay değil. Nebati'nin Şimşek'e görevi devrederken niye derinden ohhh çektiğini bu sınavın zorluk derecesinden de anlamak mümkün.
Evet KKM ile oluşturdukları riski görmüşlerdi. Ohhh denilmesi de bir sinyali.;-))))
Sil