Savunma sanayi fonuna destek amacıyla bir teklifin
hazırlandığı yazın sonunda kulağımıza gelmişti. Ak Parti kurmayları tarafının
üzerinde çalışılan bir teklif olduğunu biliyorduk. İçeriğinde noterlerde
yapılan işlemlerden ilave gelirler olacağı da kulağımıza geliyordu. Ancak kredi
kartlarında 100 bin lira ya da daha farklı bir tutara yıllık 750 lira katkı
payının olacağı beklenmiyordu.
Daha sonra öğreniyoruz ki; konu Hazine ve Maliye Bakanlığı
bürokratlarına yansıtıldığında bürokratlar söz konusu tutarın 50-60 lira gibi
bir miktarda olmasını doğru bulmuşlar.
Bürokratlar konuya vergi yönüyle bakılamayacağını da AK
Partinin ekonomi kurmaylarına anlatmışlar ve “Verginin doğması için mükellef bakımında
vergi borcunun oluşması gerekir. Bu nedenle tutarın 50-60 liralarda olmasının
katkı payı gibi bir işlemde daha doğru olacaktır” değerlendirmesi yapmışlar.
Ancak bu uyarılara rağmen, kanun teklifinin 750 lira ek
katkı alınması şeklinde gelmesi kamuoyunda ciddi bir tartışmaya yol açtı. AK
Parti kurmaylarının gözlerden kaçırdığı bir konu vardı. O da vatandaşların
zaten yeterince düşük gelirlerinden dolayı çektikleri nakit sıkıntısını, ancak
kredi kartı ile yaptıkları alışverişlerle çözme yoluna girmeleriydi. Ayrıca
gözden kaçan bir başka konu ise; kredi kartı limiti 100 bin lira ve üzerine
getirilen 750 lira katkı payının limiti 3 milyon lira olan kredi kartları için
de aynı tutulmasının da haksızlık doğurmasıydı.
Teklifin görüşmeleri sürerken AK Parti Grup Başkanı Abdullah
Güler’in de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Külliye’ye gittiği yönünde
kulis bilgileri de gelmişti.
Muhalefet ve iktidar partisi milletvekilleri teklifin geneli
üzerinde konuştukları esnada bir ara Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet
Muş’un partilerin bütçe komisyonu grup sözcüleri ile tek tek dolaşarak
görüşmesi dikkatimizi çekti.
Ne konuştuklarını merak ederken, başkan Muş’un yerine
geçmesinin ardından bir anda ‘görüşmeleri kapatıyoruz’ sözü üzerine herkeste
bir şaşkınlık oldu.
O esnada komisyonun bulunduğu koridorda ise AK Parti Grup
Başkanı Abdullah Güler’in olduğu öğrenildi. Külliye’den döndüğü için hepimizin
ilgisi Güler’e yöneldi.
Gazetecilerin “Teklif geri mi çekildi yoksa 2025 yılına mı
ertelendi?” sorusuna Güler, “Ertelendi diyebiliriz. Çünkü detaylı
inceleme yapacağız. Bu arada 2025 yılı bütçemizi göreceğiz ve ihtiyaç duyulacak
kalemleri de daha detaylı inceleyerek varsa bu konuda değiştirilecek hususlar
geri çekilecek hususlar onları bütçeden sonraki dönemde tekrar
değerlendireceğiz” yanıtını verdi. Bütçenin Aralık Ayı sonu itibariyle
tamamlanacağına dikkat çeken Güler, teklifin bundan sonraki döneme kaldığını
dile getirdi.
Güler, gazetecilerin sorusu üzerine ayrıca erteleme
kararının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda
gerçekleştiğini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımız da yeniden detaylı
titiz bir inceleme yapılması hususunu bize talimatlandırmıştır. Buna da inşallah
değerlendireceğiz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan teklifte yer alan ve yaz ayları boyunca
işletmeler ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında ciddi tartışmalara yol açan,
“enflasyon
muhasebesi” düzenlemesi ile ilgili ne düşünüldüğü yönündeki bir soruya
ise Güler, “Enflasyon muhasebesi düzenlemesi Genel Kurul’da diğer muhalefet
partileriyle görüşülerek Genel Kurul’da Tüketicileri Koruma Kanunu’na ilişkin
yasa teklifine eklenmesi söz konusu olabilir. Bunu diğer partilerle
görüşeceğiz, değerlendireceğiz. Ona göre yol alacağız” diye konuştu.
Şimdi gözler, teklif iptal mi edildi, yoksa 2025 bütçe görüşmeleri ‘sonuna ertelendi’ çevrildi! Genellikle tartışılan madde yasa teklifinden çıkarılır ve teklifin görüşmelerine devam edilirdi. Bu kez ise teklif görüşmelerini bir anda sonlandırılması Abdullah Güler’in ‘ertelendi’ ifadesinden çok teklifin rafa kaldırıldığı imajını güçlendirdi. Gözler teklifin 2025 yılında yeniden getirilip getirilmeyeceğine çevrildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com