Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 19 Mart’ı 20’sine bağlayan gece yarısı bir kararname ile görevden alındı.
Bilindiği üzere Türkiye’nin 2021 yılı merkezi bütçesi TBMM’de görüşmeleri öncesinde Strateji Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlıkları tamamlanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılan 8 Kasım 2020 tarihindeki ‘tartışmalı’ sunum sonrasında Merkez Başkanlığı’na Strateji Bütçe Başkanı Naci Ağbal’ın atanması kararlaştırılmıştı.
Ağbal, başkan olarak geçirdiği 3,5 aylık dönemde, 19 Kasım 2020’de 475, 24 Aralık 2020’de 200 son olarak da 18 Mart 2021’de 200 baz puan olmak üzere toplamda 875 baz puanlık bir faiz artışına gitti.
Ayrıca, MB’nin organizasyon yapısına ilişkin ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak; Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü bünyesinde “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları Analiz Müdürlüğü”, Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü bünyesinde “Katılım Bankacılığı Müdürlüğü” ve Bütçe ve Finansal Raporlama Genel Müdürlüğü bünyesinde “Mali Kontrol Müdürlüğü” kurulacağını açıkladı.
Bunlar kuruldu mu? Faaliyete geçti mi? Öğrenemedik.
İçinde bulunduğumuz haftanın 24 Mart’ında AK Parti’nin Kongresi olacak.
Kongreden 12 gün önce, 12 Martta Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 başlıkta toplanan ekonomi reform paketini açıkladı.
Biz de içinde bulunduğumuz bu hafta pakette yer alan konularla ilgili TBMM’ye sunulacak düzenlemelerin takvimi açıklanmasını bekliyorduk.
Zaten ekonomi reform paketine piyasaların gereken ilgisinin olduğunu da söyleyemeyiz. Çünkü paketteki maddeler, daha önce tıkanan alanların rahatlatılması için denenmiş yöntemleri içeriyordu.
Peki, şimdi ne olacak?
Cumartesi sabahı MB Başkanı’nın görevden alınmasının piyasalarda nasıl bir hava yaratacağını az çok kestirmek mümkün.
Tüm bunların yanı sıra, Avrupa Konseyi tarafından desteklenen ve taraf devletleri hukukî olarak bağlayan, Türkiye’nin de imzaladığı, ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ ya da bilinen adıyla ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin de bir yankısı olacak.
Peki, bütün bunlardan sonra çok önemsenen yerli ve yabancı yatırımcılara güven aşılayacağı beklentisi oluşturulan ekonomi reform paketinin durumu ne hale gelmiş olacak?
Öyle ya; paketle kamunun harcama disiplinine çeki düzen getirilecek, vergisel düzenlemeler yapılacak, gıda kaybına önlem sağlanacak. Bankacılık sektörünün aktif kalitesi düzenlenerek, piyasalara yatırımları kolaylaştırıcı kredi imkanları sağlanacak. Yapısal cari açığı düşürecek bir dizi adımların yer aldığı pakette, istihdam teşvikleri, teşvikleri finansman destekleri, yeni nesil çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi yer alıyor. Özel kesim yatırımlarının korunması, devlet desteklerinde reform ve genel yatırım teşvik sistemi de reorganize edilecek.
Açıkçası 22 Mart Pazartesi günü döviz kurlarının durumunu absorbe edebilecek bazı adımların atılması gerekebilir.
Bu kapsamda uzun bir süredir konuşulan kabine revizyonu konusunda 24 Mart’taki kongre sonrası bir beklenti bulunuyordu. Bu sürecin hızlandırılarak, pazartesi gününe alınabileceğini düşünüyorum.
Kasım ayını hatırlayalım Naci Ağbal 7 Kasım’da Merkez Bankası başkanlığına atandı, ardından Lütfi Elvan Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirildi. Yakın zamanda Varlık Fonu genel müdürü Zafer Sönmez, Borsa İstanbul başkanı Hakan Atilla görevlerinden alındı.
Şimdi ise sürpriz bir şekilde Ağbal’ın yerine Şahap Kavcıoğlu getirildi. Yenişafak Gazetesi’nde köşe yazarlığı da yapan Kavcıoğlu, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünde yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. 2014 yılında doçentlik sonra da 2019 yılında da profesörlük unvanını aldı ve geçen yıldan beri ders veriyor. Erişah Arıcan Kavcıoğlu’nun da tez hocasıydı.
Marmara Bankacılık Yüksek Okulu’nu Erişah Arıcan’dan dolayı biliyoruz. Arıcan’ı aynı zamanda BİST A.Ş Başkanlığından ve Türkiye Varlık Fonu (TVF) yönetim kurulu başkanvekilliğinden tanıyoruz.
Kabine revizyonunda kimler gider kimler gelebilir? Onu kestirmek zor. Anlaşılan Erişah Arıcan ismini bundan sonra daha sık duyacağız, bu kesin gibi.
Pazartesi gününden itibaren Türkiye’de havanın çok değiştiğini göreceğiz.
Bunlar kuruldu mu? Faaliyete geçti mi? Öğrenemedik.
İçinde bulunduğumuz haftanın 24 Mart’ında AK Parti’nin Kongresi olacak.
Kongreden 12 gün önce, 12 Martta Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 başlıkta toplanan ekonomi reform paketini açıkladı.
Biz de içinde bulunduğumuz bu hafta pakette yer alan konularla ilgili TBMM’ye sunulacak düzenlemelerin takvimi açıklanmasını bekliyorduk.
Zaten ekonomi reform paketine piyasaların gereken ilgisinin olduğunu da söyleyemeyiz. Çünkü paketteki maddeler, daha önce tıkanan alanların rahatlatılması için denenmiş yöntemleri içeriyordu.
Peki, şimdi ne olacak?
Cumartesi sabahı MB Başkanı’nın görevden alınmasının piyasalarda nasıl bir hava yaratacağını az çok kestirmek mümkün.
Tüm bunların yanı sıra, Avrupa Konseyi tarafından desteklenen ve taraf devletleri hukukî olarak bağlayan, Türkiye’nin de imzaladığı, ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ ya da bilinen adıyla ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin de bir yankısı olacak.
Peki, bütün bunlardan sonra çok önemsenen yerli ve yabancı yatırımcılara güven aşılayacağı beklentisi oluşturulan ekonomi reform paketinin durumu ne hale gelmiş olacak?
Öyle ya; paketle kamunun harcama disiplinine çeki düzen getirilecek, vergisel düzenlemeler yapılacak, gıda kaybına önlem sağlanacak. Bankacılık sektörünün aktif kalitesi düzenlenerek, piyasalara yatırımları kolaylaştırıcı kredi imkanları sağlanacak. Yapısal cari açığı düşürecek bir dizi adımların yer aldığı pakette, istihdam teşvikleri, teşvikleri finansman destekleri, yeni nesil çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi yer alıyor. Özel kesim yatırımlarının korunması, devlet desteklerinde reform ve genel yatırım teşvik sistemi de reorganize edilecek.
Açıkçası 22 Mart Pazartesi günü döviz kurlarının durumunu absorbe edebilecek bazı adımların atılması gerekebilir.
Bu kapsamda uzun bir süredir konuşulan kabine revizyonu konusunda 24 Mart’taki kongre sonrası bir beklenti bulunuyordu. Bu sürecin hızlandırılarak, pazartesi gününe alınabileceğini düşünüyorum.
Kasım ayını hatırlayalım Naci Ağbal 7 Kasım’da Merkez Bankası başkanlığına atandı, ardından Lütfi Elvan Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirildi. Yakın zamanda Varlık Fonu genel müdürü Zafer Sönmez, Borsa İstanbul başkanı Hakan Atilla görevlerinden alındı.
Şimdi ise sürpriz bir şekilde Ağbal’ın yerine Şahap Kavcıoğlu getirildi. Yenişafak Gazetesi’nde köşe yazarlığı da yapan Kavcıoğlu, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünde yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. 2014 yılında doçentlik sonra da 2019 yılında da profesörlük unvanını aldı ve geçen yıldan beri ders veriyor. Erişah Arıcan Kavcıoğlu’nun da tez hocasıydı.
Marmara Bankacılık Yüksek Okulu’nu Erişah Arıcan’dan dolayı biliyoruz. Arıcan’ı aynı zamanda BİST A.Ş Başkanlığından ve Türkiye Varlık Fonu (TVF) yönetim kurulu başkanvekilliğinden tanıyoruz.
Kabine revizyonunda kimler gider kimler gelebilir? Onu kestirmek zor. Anlaşılan Erişah Arıcan ismini bundan sonra daha sık duyacağız, bu kesin gibi.
Pazartesi gününden itibaren Türkiye’de havanın çok değiştiğini göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com