24 Şubat 2022

Rusya-Ukrayna faturası kime çıkacak?



“Rusya Ukrayna’ya girer mi? Girerse ne kadar kalır?”

“Girmez ama, bir gövde gösterisi yapar!”

Bu ve buna benzer fikir jimnastiklerini 3 aydan fazladır yaptık.

Gelinen nokta, ‘Ayı’ olarak nitelendirilen ‘Rus hamlesi’ bu yazının yazıldığı saatlerden yaklaşık 4 saat önce başladı.

Peki bu hareketin Türkiye’ye, AB’ye, ABD’ye faturası ne olacak?

3 aydan fazla süren bugünkü işgal senaryosunun pilotaj koltuğunda oturanın öncelikle ABD olduğuna bir vurgu yapalım.

ABD’nin AB ülkelerini özellikle doğalgazda kendisine bağlamak istediği biliniyordu.

O nedenle ABD kurgusunu, Rusya’nın etkisini kırıp, kendisine bağımlı hale getirme hamlesi olarak da okuyabiliriz.

ABD bu nedenle bir yandan Ukrayna’yı ‘NATO arkanda olacak’ yalanı ile bile uyuttu, tam Ukrayna’nın ihtiyacı olduğunda ABD arkasını döndü, Kanada 60 asker göndereceğini açıkladı.

Sert kış koşullarına rağmen, doğalgazda Rus gazına yüzde 50’lerde bağımlı olan AB üyesi ülkeler ise daha büyük hayallere daldı.

Ukrayna’nın işgali halinde “Rusya’dan gaz almayacakları restini” Putin’in göze alamayacağını düşünerek işgal girişimini yapamayacağını düşündüler.

AB ülkelerinin bu düşüncelerini ABD iyi manipüle etti, ama onlar bu manipülasyonu göremedi.

Şimdi Almanya ‘kuyruğu dik tutmak’ adına Kuzey Akım-2 Projesini rafa kaldırdıklarını ilan etti.

Ama aynı Putin’in ‘Güney Akım Projesini’ hangi tepki üzerine ‘Türk Akım Projesi’ne dönüştürdüğünü hatırlasalardı, ABD’nin kendilerine kurduğu tuzağa düşeceklerine, Rusya’nın NATO’nun Ukrayna’yı kapsamasının kendi varlığı için güvenlik endişesi yarattığı tezine olumlu bakarlardı.

Peki daha işgalin 4 saatinde neler oldu?

AB para birimi Euro’nun da tıpkı Ruble gibi değeri dolar karşısında düşmeye başladı bile.

Rusya’nın işgal etmesi için Fransa’nın uzlaşmacı tavrını bile sabote eden ABD’nin para birimi dolar ise tam da Biden’ın istediği gibi Euro karşısında ciddi değerlenmeye başladı.

Burada şu notu da düşelim!

ABD’de önümüzdeki döneme ilişkin endişe verici olan enflasyon konusunu dizginlemek için FED’in faiz artırım kararı ile dolar kurunun değerlenmesi düşünülüyordu ya, belki de faiz artırım kararına FED bir süreliğine daha gerek duymayacak. Dolar kuru varlık alımlarını azaltmaya gerek kalmadan istenildiği gibi değerlenmeye başladı çünkü.

Bizde ise bu yılın sonbaharında yapılma olasılığı yükselen erken genel seçimlerin de etkisiyle döviz kurunda bugünlerden başlayan değerlenmeye vatandaşlardan yönelme olabilir. Bu yönelme kuru daha da yukarı taşıyacaktır.

Bu arada hükümetin başlattığı kur korumalı mevduat uygulaması da dolar kurundaki olası artışlardan etkilenebilir. Hükümetin bu duruma ilişkin bir tedbir paketinin olacağını ümit edelim.

Çünkü ulusal para üzerindeki baskıyı azaltmak amacıyla yapılan döviz satışları ise yüksek rezerv kayıplarına yol açmaya başladı. Bu gelişmeler, bankacılık sektörünün yanı sıra, finansal olmayan şirket bilançoları üzerinde de olumsuz etkilere neden olduğuna dikkat çekiliyor.

Ülke açısından bakıldığında Türkiye’nin hem Ukrayna ile hem de Rusya ile sınır komşu oluşundan dolayı turizm başta olmak üzere, ticari ilişkileri artırmaya çalıştığını biliyoruz.

Ancak bugün yaşanılanların etkisinin ağırlığına göre, Ukrayna’daki ekonomik çöküş Türkiye’ye turist gelişini düşürecektir. Yine Rusya’nın kendi ırkdaşı bir ülkenin başkentini vurmasının Ruslar üzerinde yarattığı sosyal travma nedeniyle Rus turistlerin de bu yaz gelişi düşürebilir. Bunlar bizim turizmden beklediğimiz gelirlerinin gerileyebileceğinin işaretleri olacak gibi. Son 3 yılda bu iki ülkeden 20 milyon turist ağırladığımızı düşünürsek, ciddi bir gelir kapısıydı bu ülkeler.

Öte yandan tarım ürünleri konusunda da iki ülke ile geniş bir ilişki ağı içerisindeyiz. Örneğin, Türkiye’nin Rusya'dan 2021’de yaptığı toplam tarım ürünleri ithalatı 4,3 milyar doları buldu. 2021’de Rusya’dan 1,8 milyar dolar tutarında, 6,7 milyon ton buğday ithal edilirken, ikinci sırada Ukrayna geldi. Ukrayna buğdayına bu yıl veda edebiliriz. Başka ülkelerden ihtiyacı karşılamaya çalışırken, daha pahalı alabilme ihtimalimiz artıyor.

Yine Ticaret Bakanlığı’nın 2021 yılı Haziran raporuna göre ayçiçeği ithalatının yüzde 65,5’i Rusya’dan, yüzde 4,2’si ise Ukrayna’dan yapıldı. Ayrıca Ukrayna'nın Türkiye'ye yaptığı ihracatın yüzde 70'ini tahıl ve metal ürünleri oluşturuyor. Bu ürünlerin de ekonomisi çöken Ukrayna’dan alımının bu yıl zorlaşacağı ortada.

Buğdayın yanı sıra, bakır, paladyum, alüminyum ve doğalgaz gibi birçok emtiada oldukça zengin olan Rusya’nın krizin derinleşmesi halinde, gelişmekte olan ülkelerde emtia fiyatlarında yaşanacak yükselişin enflasyonu artırması ve yerel para birimlerinde olumsuz bir etkiye neden olması muhtemeldir.

Tüm bu yaşanılanlara örnek oluşturacak bir fıkra ile yazıya veda edeyim…

Köyün birinde kadın ineğinin sütünü sağacak. Önce buzağıyı bir ağaca bağlıyor, buzağı süt içmeye gelmesin diye. Ancak tam sütü sağacağı zaman buzağının ipinin çözüldüğünü ve ineği emmek için geldiğini gördü. Bir yandan sütü sağan kadın, diğer yandan da buzağıyı ineğin memesinden uzak tutmaya çalıştı. İnek ise analık iç güdüsüyle sütünü buzağıya vermek istediği için kadının süt sağmasını engellemeye çalıştı. En sonunda kadına bir çifte attı. Kadın yere yıkıldı, süt güğümü döküldü. İnek daha da ileri gitti ve kadını çiftelemeye devam etti. Bunu gören kocası uzaktan ineğin karısını öldüreceğini düşünerek, tüfeği ile ineğe ateş açtı. O esnada kadın ayağı kalkınca kurşunlar kadına geldi ve kadın öldü.

Öteki dünyada sorgu sualde adama “kadını niye öldürdün” diye soruyorlar.

Adam “İnek karımı çifteleriyle ezecekti onu uzaklaştırmak için ateş ettim” cevabını veriyor.

Kadın ise “buzağıyı bağlamıştım, gelmeseydi bunlar yaşanmazdı” diyor.

Bu işin içinde “Şeytan’ın eli var mı? diye melekler bir de Şeytan’a soruyor.

Şeytan “Ben ne tüfeği kadına yönelttim, ne de ineğin kadını çiftelemesini istedim. Ben sadece buzağının ipini çözdüm” demiş.

Kısadan hisse…

ABD, Rusya-Ukrayna meselesinde sadece buzağının ipini sadece çözdü. Gerisi çorap söküğü gibi geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com