Brent Ham Petrolün son zamanlardaki gerilemesini, geçtiğimiz aylarda hatta geçen yılın seviyesine geldiği gerekçesiyle sosyal medyada ‘neden benzin ve motorin fiyatı da geçen aylardaki veya yıldaki seviyesine gelmiyor’ şeklindeki paylaşımlarda olan hatayı dilimiz döndüğünce anlatalım.
Bir kere şu konuda netleşelim!
İstasyonlarda Brent ya da başka isim altında yer alan Ham Petrol satılmıyor. İstasyonlarda, ham petrol olarak alınıp, işlendikten sonra ‘beyaz ürün’ olarak nitelendirilen, benzin ve motorin satılıyor.
Motorin ve benzinde işlendikten, nihai ürün haline geldikten sonra, dünyada birçok ülkedeki merkezlerden olan, bizim ülke olarak baz aldığımız İtalya’nın Genova kentindeki Genova/Lavera Petrol Piyasası’nda oluşan CIF fiyatlar baz alınıyor. Türkiye, Akdeniz çanağında yer alan diğer ülkeler ve bazı Avrupa Ülkeleri gibi.
O ülke rafinerilerindeki (Türkiye’de TÜPRAŞ ve STAR) maliyetler ve vergiler eklendikten sonra ülkedeki döviz kuru ile çarpılarak ortaya çıkan rakam üzerinden rafineri çıkış fiyatı belirleniyor. Nihai tüketiciye (vatandaşa) sunulmadan önce üzerine nakliye, dağıtıcı şirket payı ve bayilerin karı da ekleniyor.
Dolayısıyla, ham petrol fiyatları geçmiş yıllardaki seviyeye düştüğünde, benzin ve motorinin de o tarihlerdeki fiyatlara gerilemesi için, döviz kurlarının da aynı dönemlerdeki seviyelerine gelmesi gerekiyor.
Bunu daha basit bir şeklide anlatalım.
Bugün ham petrol geçen yılın fiyatına gelmiş olabilir. Ama, geçen yıl bugün döviz kuru 12.1 lira idi. Bugün döviz kuru 18.46 lira. Böylece motorinde litrede 6.46 TL sadece dövizden dolayı bir artış var. Bu oran benzinin litresinde ise 5.31 lirayı buluyor. Yani döviz kuru bugün, geçen yılın seviyesine düşerse, motorin 6,46 lira, benzin 5,31 lira gerilemiş olacak.
Gelelim başlıktaki ‘Ham petrol küresel ekonomi silahına dönüştü’ sözümüze…
Petrol, küresel enerji piyasasında sahip olduğu değeri nedeniyle, günümüz ticaret hayatında önemli bir rol oynuyor. Petrolün imalinden kullanımına kadar geçen süreç; ülke ekonomisini, ülke güvenliğini ve ülkeler arasındaki siyasi ilişkileri doğrudan etkiliyor. Petrol fiyatları, mevcut arz ile bu fiyattan ödeme yapmak isteyen alıcılar arasındaki dengeyi yansıtıyor. Eğer petrol fiyatı tüketiciler için çok yüksekse, ithalatçı ülkelerin ekonomisi yavaşlamaya başlıyor. Fiyatlar düştüğünde, üreticiler yavaş yavaş petrol üretimini azaltıyor. Bu durumun uzun süreli olması durumunda ise siyasi, sosyal ve ekonomi riskler artmaya başlıyor.
Petrol fiyatları neden düşüyor ya da yükseliyor?
Son zamanlardaki gerilemenin başında, ülkelerdeki enflasyon beklentilerinin artacağı yönündeki olumsuz beklentiler ve karşılığında da ABD’nin faiz artırım kararları etkili oluyor.
Daha önce de dile getirdiğimiz gibi, faiz artırım kararları gelişmiş ekonomilerde resesyon riskine yol açıyor. Dolayısıyla ABD’nin faiz artırımları sürdükçe, resesyon endişeleri petrol fiyatları üzerinde negatif yönlü baskı oluşturuyor.
Nitekim ABD’nin bu petrol fiyatlarını bir ‘ekonomik silah’ olarak daha önceki yıllarda da kullandığını biliyoruz. ABD’nin başta Rusya olmak üzere, tüm rakiplerini zor duruma düşürmek için yürüttüğü stratejileri arasında petrol fiyatlarını geriletme olduğu da biliniyor.
Mesela bu strateji sonucunda 2015 yılının yaz aylarında 112 dolar olan ham petrol varil fiyatı, aynı yılın Aralık ayında 60 dolara, daha sonra da 28 dolara kadar gerilemişti.
Yine 2008 yılında ABD’de yaşanan Mortgage Krizi sonrası ABD, kendi ekonomisini toparlamak için petrol fiyatları ile yine oynamıştı. Ham petrolün varil fiyatı 2008 Temmuz ayında 147 dolar iken, aynı yılın son ayında ise 50 dolara inmişti.
Bu süreçten en çok etkilenen ekonomisini ham petrole dayandıran Rusya’da borsa, yüzde 70 değer kaybetmişti. Rusya Merkez Bankası, ülke rezervinin yaklaşık yüzde 25’ine karşılık gelen bir kaynağı harcamak zorunda kalmıştı. Rusya sanayisinin üretimi 2007 yılı Ocak ayına oranla, 2008 yılı Ocak ayında yüzde 16 azalmıştı.
Petrol fiyatlarının silah olarak nasıl kullanıldığını daha da çeşitlendirebiliriz.
Ama sizlere işin bir başka kısmını da anlatalım.
Petrol fiyatında gerileme oldukça bizim gibi petrol ithalatçısı ülkelerin ödemek zorunda kaldıkları faturaları düşürdüğü için cari açığımıza olumlu etki yapıyor. Ancak buradaki olumlu durumla ilgili (dolar kurunun düşük kalması halinde) notumuzu da düşmeliyiz.
Çünkü, hazine çevrelerinin yaptığı bir hesaba göre, ham petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş, cari dengemizde yaklaşık 4,4 milyar dolarlık bir iyileşme sağlıyor.
Kabaca şöyle bir örnek verirsek; varil fiyatı 100 dolardan 65 dolara gerilemesi halinde, 35 dolarlık düşük fiyatın etkisi yaklaşık 15,5 milyar dolar tutarında daha düşük bir fatura anlamına geliyor. (Ama ABD’nin enflasyonu düşürmek amacıyla faiz artırım kararı nedeniyle döviz kurlarında yaşanan artıştan dolayı bugünlerde etkili olmayabiliyor.)
Öte yandan petrol fiyatındaki düşüş sadece cari açığa değil, içerideki fiyatlara da olumlu yansıyor. Düşüşle birlikte benzin, mazot, doğalgaz da ucuzluyor ve dolayısıyla üretimin, taşımacılığın maliyetini düşürüyor.
Dolayısıyla petrol fiyatlarındaki gerileme enflasyonun üzerinde de düşüş yönlü etki yaratabiliyor.
Tüketici açısından bakıldığında ise benzine, doğalgaza ve fiyatı ucuzlayacak mallara daha az ödeme yapması bireylerde gelir artışı etkisi yaratıyor.
Petrol ve doğalgaz ithal eden Türkiye, petrol fiyatlarındaki düşüşe sevinirken, dolar ve euro kurlarının primlenmesi, TL’nin iki rezerv paraya karşı değer kaybetmeye başlamasıyla sevinci kursağında kalıyor.
Yani döviz, TL’ye karşı değer kazandıkça, ham petrol fiyatının düşmesinden kazanılan avantaj kurların değerlenmesi nedeniyle kaybolup gidiyor.
Petrol fiyatındaki gerilemeden elde edilen avantaj, dolar kurunu yükselten kararlar nedeniyle kaybediliyor.
Türkiye açısından bir başka sıkıntı ise “dolar-TL kuru” ile “euro-TL kuru” arasındaki marjın büyümesiyle ortaya çıkabiliyor.
Onun nedeni de ülke olarak bizim gelirlerimiz euro ağırlıklı olurken, giderlerimiz ve finansman ağırlığımız dolar kuru üzerinden yapılmasından kaynaklı.
Kapitalizm, ham petrol fiyatlarını düşürüp yükseltmesi ile diğer ülke ekonomileri üzerinde aslında vahşi yüzünü gösteriyor. Bu hamle ile gelişmiş kapitalist ülkeler, ekonomik sıkıntıları başladığı zaman petrol fiyatlarını küresel ekonomi silahına dönüştürebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com