04 Aralık 2022

Alan azlığı ve su kıtlığında yeni tarımsal üretim modeli Ankara’da

Dünyanın artan gıda ihtiyacı nedeniyle küresel boyutta ‘yetersiz tarım alanları’ ve ‘yetersiz su kaynağı’ yetersizliği ile karşılaşacağına dikkat çekiliyor. 

Mevcut tarım uygulamaları ile artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan hesaplamalara göre dünyada ilave Brezilya büyüklüğünde ek tarım alanına ihtiyaç bulunuyor. Ancak asıl sorun, dünya üzerinde tarıma açılabilecek bu kadar alanın bulunmaması.

Tüm dünyada artan nüfus, hızlı yapılaşma kentlerde tarımsal alanları azaltırken, ülkeler ise tarımsal üretim konusunda alternatif arayışlar içerisinde bulunuyor. Bu kapsamda Ankara’yı yıllarca kokutan ‘Mamak Çöplüğü’ şimdilerde ısı enerjisi üzerinden yeni model tarımsal üretim alanına dönüştürüldü. Çöpten oluşan atığın yakılması sonucu elde edilen ısı enerjisi ile konteynırlarda maliyetleri yüzde 60 düşüren, tasarrufu da yüzde 95 artıran dikey tarım üretimi yapılıyor. Dikey tarım modeli Türkiye’de ise ilk kez Ankara’da hayata geçti.

Ankara’nın Mamak ilçesinin atıklarını bertaraf ederek elektrik üreten ITC Şirketi, daha önce çeşitli inovasyon yatırımları ile biliniyor. Tesiste atık ayrıştırma, biyometanizasyon yoluyla biyogaz üretimi, elektrik üretimi, atık ısının değerlendirildiği topraksız tarım seraları, doku kültürü laboratuvarlarında tohum üretimi çalışmaları yapılıyor. Firma şimdi de gıda krizine çözüm sunmak için kendi sahasında ‘Dikey Tarım’ çalışmalarını başlattı. Bu kapsamda 100 metrekarelik konteynırlarda kentsel/endüstriyel tipli ‘Kontrollü Çevre Tarımı’nı başlattı.

13 şehirde katı atık bertarafı işi yapan ITC’nin İş Geliştirme Direktörü ve 4 T Platformu Kurucu Başkanı Yenilenebilir Enerji Uzmanı Ali Rıza Öner, eskiden ‘Mamak Çöplüğü’ olarak bilinen şimdilerde ise modern bir katı atık tesisine dönüşen alanda kurdukları dikey tarım modelini anlattı.

10 metrekarede üretim imkanı var

Uzmanların hesaplamalarına göre mevcut tarım uygulamaları ile artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için Brezilya büyüklüğünde ek tarım alanına ihtiyaç bulunduğuna dikkat çeken Ali Rıza Öner, “Dahası, bu kadar ek alanda tarım yapabilmek için ihtiyaç duyulacak su da dünyada mevcut değil. O zaman tek çözüm tarımsal teknolojinin geliştirilmesi yolu ile en az alan ve su kullanarak en yüksek miktarda gıdanın üretilmesi. Bunun bilinen yollarından birisi dikey tarım. Dikey tarımda 10 metrekarelik bir konteynerde ilaç-pestisit kullanımını neredeyse sıfırlayarak, su ve toprak ihtiyacını yüzde 90-95 azaltarak üretim yapmak mümkün” değerlendirmesi yaptı.

Özel LED ışıklarla sığınakta üretim yapılabilecek

Mamak Çöplüğü tesisinde atıkların yakılması sonucu üretilen enerjinin ısıya çevrildiğini kaydeden Öner, bunu dikey tarım için kullandıklarını anlattı. Öner, yerinde üretim sayesinde ilk hasatları olan marulda maliyeti yüzde 60 oranında düşürdüklerini belirtti. Dikey tarımın dünya çapında yaklaşık 5 milyar dolarlık bir pazara sahip olduğunu 2026 yılında 12 milyar doları aşmasının beklendiğini kaydeden Öner, “Dahası gıda üretim alanlarının yerleşim alanlarının dışında-uzağında olması zorunluluğu dikey tarımla ortadan kalkıyor. Dikey tarım bizzat şehirlerin içinde uygulanabilir nitelikte. Şehir içerisindeki kampüs alanlarda, köylerimizde, evimizin, apartmanımızın ya da apartman altındaki sığınaklar dahil boş alanlarda konteyner tipi dikey tarım ya da yeni adıyla kontrollü çevre tarımı yapmak mümkün. Böylece insanlar oturdukları apartman ya da sitelerde tükettikleri sebze ve bazı meyvelere özel LED ışıklarla tasarlanmış, kimyasal ilaç ve gübre kullanılmayan, kanserojen etkisi olan pestisitten yoksun, geleneksel tarım yapılan toprak ve sudan %95 oranında tasarruf sağlayan alanlarda üretim yapabilecekler” ifadesini kullandı.

Deneme çalışmaları için 6 milyon lira ayrıldı

Dünyada yaşanan gıda krizine çözüm sunmak için tesiste şu anda deneme çalışmalarını yürüten firmanın 6 milyon lira yatırımla başlayıp dikey tarım uygulamasını büyütmeyi planladığını anlatan Öner, “Burada amacımız önce yediğimiz gıdanın güvenliği olmalıdır, ilaçsız sebze tüketmek istiyoruz, önceliğimiz fiyatı yüksek olan sebzeleri üretmek ve bunun içinde denemeler yapılıyor. Çok kısa süre içerisinde optimizasyon ve verimlilik esaslı olarak ürünler elde edeceğiz. 3-5 yıl içerisinde dikey tarımı daha çok konuşacağız. Market zincirleri ve restoranlar bu işte öncülük edecek. Menülerindeki ürünleri tüketicinin gözü önünde üretecekler. Dikey tarımın ana girdisi olan elektrik tüketimi artacak. Bu ihtiyaç da biyogaz-güneş-rüzgar gibi temiz teknolojilerle üretilecek” dedi.

4T (Temiz) platformu kurdular

Öner, başkanı olduğu 4T Platformu hakkında da bilgi verdi. Öner, “Biz geleceğimize umutla bakabilmek için tecrübelerimizi ve bilgilerimizi birleştirmemiz gerektiğini düşünen bir grubuz. Platform kurucularının tamamının farklı uzmanlık alanları var ama amacımız ortak. Dünyadaki tüm insanların yakın gelecekte karşı karşıya kalacağı birbiri ile bağlantılı dört ana sorun alanına çözüm aramak bir araya gelmemizin ve bu platformu kurmamızın esas nedeni. Bu dört ana sorun alanının hepsi birbirine sıkı sıkıya bağlı, herhangi birinin öne çıkması ya da diğerlerinden geride kalması söz konusu değil. Bu dört konunun beraber iç etkileşimleri bağlamında ele alınması gerekiyor. Bu sebeple “Temiz Çevre, Temiz Enerji, Temiz Tarım ve Temiz Beslenen İnsan” Platformu’nu kurduk” dedi.

(Bu yazı 4 Aralık 2022 tarihinde yayımlanmıştır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com