10 Aralık 2022

Yaşa takılanları yaşa takmak…


Emeklilikte yaşa takılanların (EYT) emeklilik sorunlarının giderilmesi üzerindeki çalışmalar bakılırsa, bu kesimler ‘yeniden yaşa takılacaklar’.

Emeklilik sistemi oldu bitti her dönem siyasi partilerin bir ‘oy havuzu’ olarak göründü. Gelen iktidarlar sigortalılık sisteminin aktüeryal dengesinin bozulmasını göze alarak, gelecek nesillerin emeklilikte ve çalışırken hayat standardına uygun bir ücret almasının önünü kesme uğruna bir dizi kararı hayata geçirdi.

Oy uğruna yapılan o düzenlemeler ile bugün AB ülkelerinde her 4 çalışandan tahsil edilen prim miktarı ile 1 emeklinin maaşı ödenirken, ne acıdır ki bu kararlar sonrası Türkiye’de her 1.8 kişiden yapılan prim tahsilatı ile bir emeklinin maaşı ödenebiliyor.

Dolayısıyla “emekliler neden düşük maaş alıyor” diye sorulduğunda, cevabının da “o maaşı ödeyebilmek ancak 1,8 kişiden toplanan prim tahsilatı ile mümkün olduğu için düşük olmaktadır” şeklinde belirtmemiz gerekiyor.

Emeklilik sistemini ‘oy havuzu’ olarak görenlerin başında 1983-1989 yılları arasında Turgut Özal başbakanlığındaki Anavatan Hükümetleri geldi. Bu hükümetler sosyal güvenlik alanında “Yaşlılık aylığı alma yaşının kademeli olarak yükseltilmesi, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonunun kurulması, yaşlılık aylığı kesilmeden sigortalı olarak çalışmanın mümkün olması ve 3395 Sayılı Kanun ile getirilen ve kamuoyunda ‘Süper Emeklilik’ gibi köklü değişikliklere yol açan hukuki düzenlemeler gerçekleştirdi. Yine birçok bilim insanının karşı çıktığı isteğe bağlı sigortalı olma hükümleri kolaylaştırılmıştı. 5 yıldan beri sigortalı olma ve en az 750 gün prim ödeme şartı kaldırılmış, isteğe bağlı sigortaya devam için bir gün dahi sigortalı olma yeterli sayılmıştı.

1987 yılına kadar süren ‘Süper Emeklilik’ uygulamasında borçlanma ile daha üst göstergelerden aylık alma imkanı getirildi. Uygulamadan hepi topu 62 bin kadar kişi yararlandı. Ancak başka kesimlerin haklarının göz ardı edilmesinin faturasını bugün emekli durumuna gelmiş kesimlerin ödediğini kabul etmeliyiz.

1950'den bu yana siyasetçilerin seçim meydanlarındaki en önemli kozu kadınlarda 58 erkeklerde 60'a çıkartılan emeklilik yaşı oldu. İlginç olan ise; emeklilik yaşı ile ilgili TBMM'deki görüşmeler sırasında, muhalefet milletvekillerinin iktidara yönelik "Siz yaşı şimdi yükseltin nasıl olsa birisi bunu seçim propagandası yapıp indirecek" sözleri hep duyulmuştur. Nitekim 1950 yılında 60 olarak kabul edilen emeklilik yaşı Süleyman Demirel tarafından üç kez düşürüldü.

Emekliliğin önemli iki parametresinden biri yaş haddi, diğeri ise hizmet süresidir. Turgut Özal’lı yılları kapsayan dönemde çıkan 3246 sayılı Kanunla emeklilikte kadınlara 55, erkeklere 60 yaş şartı getirildi. Bu dönemde hem yaş haddi, hem de hizmet süresi vardı.

Süleyman Demirel yönetimindeki DYP-SHP koalisyon hükümeti, 1992’de bir 3774 sayılı yasayla Emekli Sandığı, Bağ-Kur, Tarım Bağ-Kur ve 506 sayılı Kanundaki emeklilikte yaş şartını kaldırdı. Emeklilik tamamen hizmet süresine bağlı oldu. Kadınlar 20, erkekler 25 hizmet süresini doldurunca emekli olabilecek hale geldi. 18 yaşında işe başlayan bir kadın, 38 yaşında emekli olabildi.

Söz konusu karar sistemi çökertince iktidarda DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümetinin, ana muhalefette ise Fazilet Partisi’nin olduğu 8 Eylül 1999 tarihinde 4447 sayılı Kanunla Turgut Özal’ın ilk başta uygulamaya koyduğu, ‘yaş haddi ve prim günü’ uygulamasına geri dönüldü. Böylece emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlarda 58’e erkeklerde de 60’a çıkarıldı. EYT hayatımıza ilk kez böyle girmiş oldu.

Fazilet Partisi’nin Meclis'teki sandalye sayısı 111 idi. Yaş şartının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkemenin önünde partinin kapatılması için açılan dava dosyası da vardı. Kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaş şartını mahkeme aykırı bulmadı. İptal istemini reddetti.

Yasadaki kademeli geçişi ise mahkeme iptal etti. 23 Şubat 2001'de yürütmeyi durdurdu. 4 ay sonra Fazilet Partisi temelli kapatıldı. 2002 Mayıs'ında yeniden düzenleme yapıldı. 8 Eylül 1999'dan önce sigortalı olanlar için kademeli emeklilik sistemi devreye girdi.

2008 yılında ise ilk kez sigortalı olanlar için, kademeli emeklilik ve 7 bin 200 gün prim ödeme şartı getirildi.

Sonuç olarak, emekli olmak için üç şartın (sigortalılık süresi, prim ödeme ve yaş şartının) birlikte sağlanması aranırken, EYT'li sayılmak için sigorta başlangıcı 9 Eylül 1999 tarihinden önce olup, emeklilik için gereken yaş dışındaki sigortalılık süresi ve prim günü şartlarını sağlamış olmak gerekiyor.

Ancak görünen o ki iktidarın ‘üzerinde çalışıyoruz’ dediği yeni düzenlemede; sigortalılık süresi ve prim ödemenin dışında emekli olmak isteyen kişiye bir yaş sınırı da getirilecek.

Bu yönde Ankara kulislerinde kulağımıza gelen bilgileri de sizlerle paylaşalım.

Buna göre, yaş sınırı nedeniyle EYT durumunda olanların birden sisteme yüklenmemesi için 2023 haziran ayına kadar bir kısım kişinin emekli olması sağlanacak. Bu sayının da 100 bin kadar kişi olabileceği ifade ediliyor.

Peki bu nasıl olacak?

Hatırlanacağı üzere, 1999 yılında getirilen düzenlemede emekli olacak kişilerin yaş, prim gün ve sigortalılık süresinin yer aldığı bir cetvel bulunuyor. İşte o cetveldeki yaş sınırının erkeklerde 2 yıl, kadınlarda 3 yıl geriye çekilmesi üzerinde durulduğu belirtiliyor.

Bir örnekle anlatmak gerekirse; 19 Temmuz 1993 yılında sigorta başlangıcı olan 1973 doğumlu bir erkek, 1999 yılındaki cetvele göre, (24 Kasım 1992-23 Mayıs 1994 arası sigorta başlangıcı olanlarda aranan 25 yıl, 54 yaş ve 5675 gün prim ödemesi gerekiyor.) Bugün 49 yaşında olan ve 29 yıl sigortalı olarak prim yatırmış bu kişi 54 yaşı için 5 yıl daha beklemesi gerekiyor.

Çalışılan düzenlemede erkekler için yaş sınırının 2 yıl geri çekilmesi üzerinde durulduğu için örnekteki sigortalı erkek kişinin 54 yaş yerine 3 yıl bekleyerek 52 yaşında emekli olması üzerinde duruluyor.

Burada dikkatimizi çeken bir durum var. Şöyle ki; söz konusu cetvelde 52 yaş kriteri 24 Kasım 1989-23 Mayıs 1991 arasında ilk defa sigortalı olanları kapsıyor.

Görünen o ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaş kriterindeki sıkıntıyı sadece söz konusu cetvel üzerinde çözüme götürecek.

Çünkü 1989-1991 arası uzun işkolunda sigortalılığa başlanabilmesi için kişilerin 1971 ve aşağı yıllar doğumlu olmaları gerekiyor. Bu kişiler de bugün 5525 prim gün sayısını zaten doldurmuş ve emekli olmuş, dolayısıyla da sistemin dışında kalmış kişiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com