02 Mayıs 2023

Yenilenebilir enerji desteği, ‘dalga ve akıntıya’ da, ‘danagazı’na da…

Enerjide arz güvenliği ve çeşitliliğini artırmak amacıyla uzun süredir rüzgar, güneş, biyokütle, hidroelektrik ve jeotermal gibi alanlarda yatırımcılara verilen Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizmasının (YEKDEM) kapsamı genişletiliyor. 
1 Mayıs 2023 itibariyle YEKDEM fiyatları da devreye alınırken, ilk kez dalga ve akıntı enerjisine de destek verilecek. Rüzgar enerji desteği de ikiye ayrılarak karasal ve denizüstü (off-shore) olarak ayrı ayrı olacak. Yenilenebilir enerji çeşitliliğinin geliştirilmesi kapsamında köy gibi kırsal bölgelere ulaştırılamayan doğalgaza alternatif olarak da büyük-küçükbaş hayvanlardan elde edilecek atıklarla ısınma arayışına girildi.

Bir grup gazeteciyle bir araya gelen 4T Platformu (Temiz çevre, temiz enerji, temiz tarım, temiz beslenme) Başkanı, yenilebilir enerji uzmanı Ali Rıza Öner, “Yeni YEKDEM düzenlemesinin 31 Aralık 2030 yılına kadar devreye girecek tüm yatırımları kapsayacağını söyledi.

YEKDEM desteği kapsamına ilk kez dalga ve akıntı enerjisinden elektrik üretecek tesislerinin de dahil edildiğini kaydeden Öner, “Buna göre rüzgarların dalgalar üzerinde oluşturduğu hareketli salınımdan yararlanarak elektrik üretecek olan yatırımcılar da artık desteklenecek. Bu sistemde hidroelektrik enerjiden farklı olarak denizlerdeki hareket ve akıntılardaki gücün elektriğe çevrilmesi oluyor. Ayrıca bugüne kadar karada kurulu rüzgar enerjisi santrallerine YEKDEM desteği verilirken düzenlemeyle off-shore yani denizüstü rüzgar santralleri de destek kapsamına alındı” değerlendirmesi yaptı.

Dolar kuru baz alınacak

YEKDEM desteklemelerinde taban ve tavan fiyatlarda Amerikan dolarının baz alınmasının da gayet isabetli bir karar olduğuna işaret eden Öner, “Çünkü ana ekipman ve fizibiliteyi oluşturan diğer maliyetler dolar bazlı. Ayrıca döviz bazlı kredi daha ucuz maliyetli olacak. Ayrıca bu fiyatlardan en çok mutlu olan yatırımcı jeotermal ve hidrolik kaynaklar konusunda yatırım yapan yatırımcı oldu. Saha gazı fiyatları ise çok düşük. Evsel nitelikli atık, tehlikeli tıbbi atık ve arıtma çamurlarının yakılarak elektrik üretimi konusu desteklenerek daha yüksek bir fiyat verilmesi sağlanabilir” dedi.

Kuzeydeki savaş denklemi değiştirdi

YEKDEM mekanizmasının yeniden güncellenmesine ihtiyaç duyulmasının temel nedeninin kredi veren kuruluşların serbest elektrik fiyatlarını güvenilir bulmadıklarından kaynaklandığına dikkat çeken Öner, pandemi süreci ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna savaşının tüm dünyada dengeleri değiştirdiğine işaret etti. Bu durumdan en çok enerji fiyatlarının etkilendiğini kaydeden Öner şöyle devam etti:

“Ekipman fiyatları etkilendi. Ayrıca antidampinglerin uygulanması nedeniyle de ilk kurulum maliyetleri yükseldi. Kredi maliyetleri enerji tarihinde olmadığı kadar yükselmiş oldu. Bankaların eskisi gibi enerji projelerine ilgisi azalınca, Türk yatırımcı da başta Avrupa olmak üzere, elektrik fiyatlarının yüksek, garanti mekanizmasının uzun, düşük kredi maliyet fırsatı sunan ülkelerine yöneldi. Bu durum üzerine Enerji Bakanlığımız ve EPDK konuyu tekrar masaya yatırarak birtakım değişikliklere gitti. Genel anlamda olumlu bir düzenleme yapıldı.”

7 yıl boyunca kurulacak tesisler yararlanacak

Yeni düzenlemeyle 31 Aralık 2030 tarihine kadar devreye girecek tüm yenilenebilir enerji yatırımların sisteme alınacağını söyleyen Öner, “Böylece ortalama elektrik fiyatı daha tahmin edilebilir seviyelere çekilebilecek. Ayrıca YEK uygulama sürelerinde de değişiklik oldu. Jeotermal enerjisine dayalı üretim tesisi ile pompaj depolamalı hidroelektrik üretim tesisinde 15 yıl, diğer kaynaklarda 10 yıl olarak destekleme uygulanacak. Rüzgar enerjisi teşvikleri karasal ve denizüstü diye 2 kısma ayrıldı. Bu da önemli bir yenilik. Çünkü Türkiye’nin kıyılarında çok iyi rüzgar potansiyeli var” dedi.

Türkiye’de 75 gigawat gücünde denizüstü rüzgar enerjisi potansiyeli bulunuyor. Dünya Bankası’nın raporlarına göre ise Türkiye’de açık deniz rüzgar enerjisi potansiyelinin en fazla olduğu bölge, rüzgar hızlarının saniyede 9 metreye ulaşabildiği Ege Bölgesi’nin kuzeybatısında kalan alanlar ile Ege bölgesini Marmara ve Karadeniz bölgeleri olduğu biliniyor.

‘danagazı’ da destelenecek

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında çöp ve hayvansal atıkların önemli bir yer tuttuğunu anlatan Öner, Türkiye’nin biyogaz potansiyelinin de yüksek olduğunu çöp ve hayvan atıklarının enerjiye dönüştürülebileceğini söyledi.

3 büyükbaş 12 kiloluk tüp enerjisi üretiyor

Bu kapsamda yapılan hesaplamalara göre doğalgazın ulaşamadığı kırsal alanda enerji ihtiyacı ve sıcak su için 3 büyükbaş hayvanın atığıyla ayda 12 kilogramlık bir mutfak tüpüne eşdeğer enerji üretimi sağlandığını dile getiren Öner, böylece köylerde “merkezi biyogaz sıcak su kazanı” kurularak ısıtma yapılabileceğini kaydetti. Çiftliklerdeki büyük-küçükbaş hayvan atıklarından sağlanacak biyogazın mutfaklarda kullanılabilmesi için tasarlanmış “biyogaz ünitesinin” ilk seri üretimine de yakın zamanda başlanacağını kaydetti.

Merkez Konya ve Ankara olacak

17 milyon büyükbaş, 56,3 milyon da küçükbaş hayvan sayısının olduğuna dikkat çeken Ali Rıza Öner, Türkiye’de toplam biyogaz enerjinin yüzde 5,11’inin Konya, yüzde 4,75’inin de Erzurum’da bulunduğunu söyledi. Konya’da 500 bini aşkın hayvan varlığının etkili olduğunu kaydeden Öner, “Biyogaz tesisi kapasitesi bakımından İstanbul’un ilk sırada olduğu belirlenirken, Balıkesir, Ankara, Samsun ve Antalya illeri de İstanbul’u izliyor. En yüksek üretim kapasitesi ise mevcut biyogaz tesisi bulunan Konya ve Ankara’da kurulacak olan tesislere ait olacağı belirlendi” dedi.

TEMSAN cihazı geliştirdi 10 ilde kullanılıyor

Bilindiği üzere, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ilgili kuruluşlarından olan Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş (TEMSAN) organik atıkları kullanarak biyogaz üreten BİOTEM’i geliştirmişti. Bu kapsamda kırsal alanlarda hayvancılıkla uğraşan vatandaşların mutfakta pişirme amaçlı kullanacağı enerjiyi sağlayacak bir cihaz geliştirilmişti. Söz konusu cihaz 3 büyükbaş hayvanın atığıyla ayda 12 kilogramlık bir mutfak tüpüne eşdeğer üretim sağlıyor. Şu anda Türkiye’de 10 ilde kullanılmaya başlanan ürünün seri üretime hazır olduğu dile getiriliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com