18 Ocak 2025

20 Ocak'ta Trump oturacak, 23 Ocak'ta MB faiz kararı açıklayacak

2025 yılına asgari ücretliler ile emekliler mutsuz girdi. İktidarın bu kesimleri mutlu edecek rakamları açıklamamasının altında iş dünyasının endişeleri ile ABD’de başkanlık koltuğuna oturacak olan Donald Trump’ın alacağı kararları öngörememesi olduğunu belirtelim.

Çünkü Trump’ın geçmişte izlediği ticaret savaşlarını yeniden alevlendirecek politikalara yönelme endişeleri küresel piyasalarda var. Ticaret savaşlarını alevlendirecek politikaların yeniden bütçe açığı ve enflasyonu artıracağı bütün merkez bankalarını endişelendiriyor.

Öte yandan bizim de içerisinde yer aldığımız coğrafyada da jeopolitik belirsizlikler var. Dünya genelinde de benzer belirsizlik endişesi var. Mesela Grönland, Panama Kanalı’na karşı askeri güç kullanabileceğini açıkladı. Kanada’nın ABD’ye katılmasını istiyor. Bütün bunlar öngörülmedik ilhak politikalarını gündeme getiriyor. Yine Ortadoğu’da İran’ı ezme gündemi de devam ediyor.

İşte bütün bu öngörüsüzlükler 20 Ocak tarihine kadar sürecek. Donald Trump 20 Ocak’ta koltuğuna oturacak. Ondan sonra da nasıl adım atacağı anlaşılmaya çalışılacak. ‘bir deli, bir taş, bir kuyu’ meselesini hatırlatıyor süreç.

Yurtiçinde ise 23 Ocak’ta Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olacak. Toplantıda büyük olasılıkla faiz indirimi bekleniyor. Merkezin sonrasında mart ayına kadar eli rahat olacak. Şubat ayında PPK toplantısı yapılmayacak.

Merkezin faiz indirim kararının döviz kurları üzerinde bir yükseliş trendi oluşturup oluşturmayacağı endişesi yurt içi piyasalarda soru işareti olarak kendisini gösteriyor.

Bu süreçte Merkez Bankası, küresel fiyatlamalardaki gelişmeleri de izleyecek. Özellikle ABD Merkez Bankası FED’in yılın ilk yarısında faiz indirimine gidip gitmeyeceğini iyi kestirmeye çalışacak.

Burada Merkez Bankası’nın yerinde kimsenin olmasını istemem. Çünkü, bir yandan iç piyasada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘faiz indirimleri sürecek’ lafını ezdirmeme ile diğer yandan FED’in faiz indirimine gitmesi halinde küresel pazarlarda oluşacak dalgalanmaya da karşı durma arasında sıkışmış durumda.

Bu kapsamda Merkez Bankası’nın enflasyonda beklenen düşüş olmasa bile faiz indirimlerine devam edeceği yönünde görüşler var. Ancak; enflasyon tehdidini görüp, toplam talebi düşürmek için faiz oranını artırma yoluna gidebileceğini ya da faizi pas geçebileceğini hatırlatalım.

Bu arada politika faizi indirimi sonrası piyasada mevduat faizlerinde de gevşemenin olacağı biliniyor. Bunun da toplam talebi artırabileceği, o zaman da dezenflasyon sürecinin sekteye uğrama durumu var.

Bu arada Merkez Bankası’nı faizler konusunda adım atmaya itecek unsurlardan biri de net rezervlerin durumu olacak. Bankanın bu ayın başında swap hariç net rezervler 4 milyar 55.9 milyon dolar artış ile 67 milyar 671.6 milyon dolar oldu. Böylece swap hariç net rezervler 46.7 milyar dolara yükseldi. 27 Aralık 2024 ile biten haftada swap hariç net rezervler 43.7 milyar dolar seviyesindeydi.

Öte yandan yabancı para kredilerinin daha cazip olması ve yurtdışından borçlanma koşullarının iyileşmesi nedeniyle reel sektörün 2024 yılında bu kanallardan borçlanması artmıştı. Finans dışı sektörün net döviz pozisyon açığı Ekim 2024 itibariyle bir önceki yıl sonuna kıyasla yüzde 62,8 artarak 132.3 milyar dolara çıktı. Bu rakam, açık pozisyonda Mayıs 2020’den bu yana en yüksek seviyeye işaret etti.

Bütün bu gelişmeler Merkez Bankası’nın da iktidarın da önümüzdeki aylara ilişkin atacağı adımları şekillendirecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cemilcahitsaracoglu.blogspot.com