Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta bir televizyon kanalında güncel konulara ilişkin yaptığı değerlendirmelerden biri de Ağustos ayından itibaren enflasyonun düşeceği yönünde oldu.
Erdoğan ayrıca, sonraki dönemlerde de faizler de düşeceği için enflasyonun tekrar yükselmeyeceği öngörüsünü de dile getirdi.
Bu durum ise Merkez Bankası’nın 12 Ağustos tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında enflasyonla mücadelede faizlerde bir indirim yapabilir mi? sorularını gündeme getirdi.
Bu arada yazıyı kaleme aldığımız saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 11 Ağustos (yarın) akşamı
saat 21:00’de bir başka televizyon kanalına çıkacağı duyuruldu. Bunun bir önemi de Merkez Bankası'nın ertesi gün PPK toplantısı yapacak olması. Erdoğan’ın vereceği mesaja bütün piyasanın pür dikkat kesileceği tahmin etmek zor olmayacak.
saat 21:00’de bir başka televizyon kanalına çıkacağı duyuruldu. Bunun bir önemi de Merkez Bankası'nın ertesi gün PPK toplantısı yapacak olması. Erdoğan’ın vereceği mesaja bütün piyasanın pür dikkat kesileceği tahmin etmek zor olmayacak.
Gelelim yazımızın devamına…
Temmuz itibariyle TÜİK’in verileriyle yüzde 18,95’e ulaşan enflasyon, yılın kalan 5 aylık döneminde
klasik geçmiş bir-iki yılın verileri çerçevesinde yüzde 17,5 seviyesine gerileyebileceğini belirtelim. Bu durum ise Kasım ve Aralık aylarında bir miktar daha aşağıya gelebileceği ihtimalini doğuruyor.
klasik geçmiş bir-iki yılın verileri çerçevesinde yüzde 17,5 seviyesine gerileyebileceğini belirtelim. Bu durum ise Kasım ve Aralık aylarında bir miktar daha aşağıya gelebileceği ihtimalini doğuruyor.
Merkez Bankası’nın beklenti anketindeki yıl sonu yüzde 16,3 seviyesini de göz önüne aldığımızda 12
Ağustos’taki toplantıda faizlerde bir miktar indirim beklentisinin olduğunu gösteriyor.
Ağustos’taki toplantıda faizlerde bir miktar indirim beklentisinin olduğunu gösteriyor.
Buradaki analizimizde faizin hem enflasyonu artırıcı hem de azaltıcı yönlü özelliğinin olduğunu dikkate
alarak değerlendirdiğimizi belirtelim.
Yani faiz, üretici açısından borçlanma maliyeti olurken, dolayısıyla da faizin artırıldığı dönemlerde
borçlanma maliyetleri artmakta, bunun da enflasyon üzerinde yükseliş yönlü bir baskısı olduğunu
unutmayalım.
Ancak daha uzun vadede, yüksek faiz kur ve talebi aşağı çekiyor. Bu durum da enflasyonu düşürücü
bir etki yaratıyor.
Bu yılın Mart ayında Merkez Bankası’nın aldığı yüzde 19’luk politika faizi kararı geçen 5 aylık süre
boyunca kurlar üzerinde bir baskı yarattığını da kabul edelim.
Oranın ise şimdilik yüzde 19 olan politika faizini yüzde 18’lere çekmek yönlü olacağı konuşuluyor. Bu
adımla hem, siyasi kanadın ‘faizi düşür’ baskısını hafifletmek, hem de piyasalarda oluşan göreceli
enflasyonun düşüşüyle orantılı faiz indirimi hamlesini yapmış olduğu mesajını vermek açısından
Merkez’in elini rahatlatacak gibi görünüyor.
Merkez Bankası da geçen hafta açıklanan 3'üncü Enflasyon Raporu'nda, 2021 yıl sonu için yüzde 12,2 olan enflasyon tahmini yüzde 14,1' çıkarmıştı. 2022 yıl sonu için yüzde 7,5 olan enflasyon tahmini ise yüzde 7,8 olarak belirlemişti. Merkez Bankası, 2023 enflasyon tahminini ise yüzde 5 olarak korumuştu.
TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, “emtia fiyatları, kur
ve artan talebin enflasyonu yukarı yönlü etkilediğini” belirterek politika faizinin enflasyon üzerinde
belirlenmeye devam edeceğini söyledi.
Başkan Kavcıoğlu’nun bu ifadesi de Ağustos’ta düşeceği öngörülen enflasyonun düşürülmüş 100 baz
puan sonrasında göreceli olarak üzerinde kalmış yüzde 18’lik bir politika faizinin sinyali olarak da
yorumlayabiliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
cemilcahitsaracoglu.blogspot.com